Sırada ne var çok merak ediyorum. Sen ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | أشعر بالفضول حيال ما سيحصل بعد هذا, ما رأيك؟ |
William'ın evleneceğini duyduğunuzdan beri neden Claude'yle evlenmesini istediğinizi çok merak ediyorum. | Open Subtitles | بما إنك وضحتي وجهة نظرك بشأن سبب زواج وليام يجب أن أعترف، أشعر بالفضول عن سبب تزويجك لكلود؟ |
çok merak ediyorum çünkü sadece görmek istediğin şeyleri görebilmek muazzam derecede özgürce olmalı. | Open Subtitles | يحدوني الفضول بحقّ لأنّه حتمًا من المريح بشكل مبهر أن ترى فقط ما تبتغي رؤيته. |
çok merak ediyorum çünkü sadece görmek istediğin şeyleri görebilmek muazzam derecede özgürce olmalı. | Open Subtitles | يحدوني الفضول بحقّ لأنّه حتمًا من المريح بشكل مبهر أن ترى فقط ما تبتغي رؤيته. |
Ben şahsen, çok merak ediyorum bunu. | Open Subtitles | يتملكني الفضول لمعرفة ذلك |
Açıkçası, senin ona ne yaptığını daha çok merak ediyorum. | Open Subtitles | و بصراحة، يعتريني الفضول عمّا فعلتيه بها. |
Hayır, buradayız çünkü elektrikli sandalyeyi çok merak ediyorum. | Open Subtitles | كلا , انا هنا لأن لدى فضول حول الكرسى الكهربائى |
Tanrım. Buluşma nasıl gitti çok merak ediyorum. | Open Subtitles | جوش أَتسائلُ كَمْ كان اللقاء الأول. |
Şimdi içerisinde ne olduğunu gerçekten çok merak ediyorum. | Open Subtitles | الأن ، أنا فضولي جداً لمعرفة ماذا يوجد بالداخل |
Ben de baladın gücü çok merak ediyorum. | Open Subtitles | حسنا , أنا أنا فضولية بشأن قوة القصيدة الغنائية . |
Bazen annemle babamın nasıl olduklarını çok merak ediyorum. | Open Subtitles | و احياناً أتسائل كيف يبدو والدي |
Bilmiyorum ama o kutunun içinde ne oldugunu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنّي أريد أن أعرف حقاً ما يُوجد في داخل تلك العُلبة. |
Zira neyi anlamadığımı çok merak ediyorum. | Open Subtitles | لأنني اشعر بالفضول حيال ما الذي لا افهمه |
Dothraki'nin zehirli suda ne yapacağını çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالفضول تجاه رؤية الدوثراكيين وهم يبحرون في البحر السام |
Dothraki'nin zehirli suda ne yapacağını çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالفضول لرؤية كيف سيُبلي الدّوثراكيّون في المياه المسمومة. |
çok merak ediyorum çünkü sadece görmek istediğin şeyleri görebilmek muazzam derecede özgürce olmalı. | Open Subtitles | يحدوني الفضول بحقّ لأنّه حتمًا من المريح بشكل مبهر أن ترى فقط ما تبتغي رؤيته. |
Hangisini seçeceksin, çok merak ediyorum. | Open Subtitles | يتملكني الفضول لمعرفة اختيارك |
Bir şey bulursan bana da haber ver. çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أعلميني بما ستكتشفين، فأنا عن نفسي يعتريني الفضول. |
O elektrikli şeyi gerçekten çok merak ediyorum. | Open Subtitles | لدى فضول حول أمر الكهرباء |
Çocukları çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أَتسائلُ كَمْ الأطفال. |
Onu haklayan kimdi çok merak ediyorum, sen etmiyor musun? | Open Subtitles | أنا فضولي جداً لأعرف من قتله، ماذا عنك؟ |
çok merak ediyorum... | Open Subtitles | أنا فضولية.. |
Ben onun çok merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل كيف يبدو. |
Bilmiyorum ama o kutunun içinde ne olduğunu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنّي أريد أن أعرف حقاً ما يُوجد في داخل تلك العُلبة. |
Bunu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | هذا أمر اشعر بالفضول تجاهه |