Bu gerçekleştiğinde küçük bir çocuktum, ama Ay'a nasıl indiğimizi çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | كنتُ مجرد طفلة عندما حدث هذا ولكني أتذكر بوضوح كيف هبطنا على القمر |
Su damlacıklarını ve yüzen ayıların hareketlerini yakaladığımı ve sevimli yavruların annelerini takip ettiğini çok net hatırlıyorum. | TED | أتذكر بوضوح التقاط قطرات الماء وتحركها أثناء سباحة الدببة والصغار اللطفاء يتبعون أمهاتهم. |
Hayır, yastık kılıfının dümdüz olduğunu görüp şaşırdığımı çok net hatırlıyorum. Ve mektup falan yoktu. | Open Subtitles | كلا ، أتذكر بوضوح كم أستغربت من تجعد وسادتها ولم يكن هناك رسالة إنتحار |
Saatin sesini çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتذكر بشكل واضح جداً الساعة كانت تدق |
Caddelerde yürüyüşümü çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أتذكر بشكل واضح جداً مشيت في الشوارع |
Don ile Chevy'i imzaladığımız günü çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر جيّدًا عندما وقّعنا أنا و(دون) مع "شيفي". |
Birlikte geçirdiğimiz bütün 8 yılı çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أتذكر بوضوح الـ8 سنوات التي قضيناها معًا. |
Hepsinin "A" olmasını istediğimi çok net hatırlıyorum ama "F" görünüyor hepsi. | Open Subtitles | أتذكر بوضوح أنني طلبت علامات جيدة تبدو هذه علامات سيئة |
Ama bebeğin... eve taksiyle geldiğini çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | لكنني أتذكر بوضوح أنه جرى تسليم الطفل بسيارة أجرة |
Lisede bir maçı çok net hatırlıyorum. | TED | أتذكر بوضوح مباراة في الثانوية. |
''Friends'' dizisini Almanca izlerken o ilk espriyi anladığım anı çok net hatırlıyorum. | TED | أتذكر بوضوح اللحظة التي فهمت فيها لأول مرة مزحة باللغة الألمانية عندما كنت أشاهد برنامج "الأصدقاء". |
çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر بوضوح تام انه فرك كتفه الأيمن. |
Cutler'ın söylediğini çok net hatırlıyorum. Kafasını toplaması için onu açığa alalım, dedi. | Open Subtitles | أتذكر بوضوح أن (كاتلر) قال أن الإجازة كانت لتعطيه وقتًا للتفكير. |
Don'la ikimizin Chevy'yi nasıl da bağladığımızı çok net hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر جيّدًا عندما وقّعنا أنا و(دون) مع "شيفي". |