Merak etme. aktarma noktasındaki tatil menüsünü çok seveceksin. | Open Subtitles | لا تقلقي . ستحبين مخطط الرحلة حتي النخاع |
Buradan aşağısını çok seveceksin. Çok güzeldir. | Open Subtitles | ستحبين المكان في الأسفل أنه رائع جداً |
Ve sen onların gıdıklamalarını daha çok seveceksin. | Open Subtitles | وأنت أيضاً ستحب الطريفة الي بيدغدغوك فيها |
Ayrıca, geçen gece buradaydım ve bu oyunu çok seveceksin. | Open Subtitles | بالأضافة لقد كنت هنا بالأمس ستحب هذا العرض |
Londra'yı çok seveceksin. Oradaki konserleri, partileri, dansları. | Open Subtitles | . ستحبها في "لندن" ، على أي حال ... هناك حفلات موسيقية ، رقصات |
Bebeğin olunca Bence onu çok seveceksin... | Open Subtitles | عندما تنجبين طفلاً ...أظنك ستحبينه كثيراً لدرجة |
Bana kalırsa çorbanı dün sana gönderdiğim iki arkadaştan daha çok seveceksin. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الحساء سيعجبك أكثر من الرفيقتين اللاتي أرسلت إليك ليلة أمس. |
çok seveceksin. Phil bana hala yapıyor, harika bir his. | Open Subtitles | ستعجبك , ما زال ( فيل ) يفعلها لي تعطيّ شعورٌ رائع |
Gideceğimiz yeri daha çok seveceksin. | Open Subtitles | ستحبين ما سنذهب إليه بشكل أفضل |
Paris'e gel ve bize katıl. çok seveceksin. | Open Subtitles | تعالي إلى (باريس) وانضمي لمجموعتنا ستحبين ذلك |
Bu duyguyu çok seveceksin. | Open Subtitles | ستحبين ذلك الإحساس. |
Orayı çok seveceksin. | Open Subtitles | ستحبين حقا الحياة هناك |
Parkı çok seveceksin, evlat. Hatunlarla tanışabilmek için harika bir mekân. Ya da erkeklerle. | Open Subtitles | ستحب الحديقة يا صديقي، إنه مكان جيد لمقابلة الفتيات ، أو الرجال |
Parkı çok seveceksin, evlat. Hatunlarla tanışabilmek için harika bir mekân. Ya da erkeklerle. | Open Subtitles | ستحب الحديقة يا صديقي، إنه مكان جيد لمقابلة الفتيات ، أو الرجال |
Southhall'ı çok seveceksin. Dünyada ondan güzel bir yer yok. | Open Subtitles | ♪ ستحب ساوث هال ♪ ♪ أفضل مكان فى العالم ♪ |
Ama bunu çok seveceksin; | Open Subtitles | أعتقد أنك ستحبها |
Bunu seveceksin, John. Bu işi çok seveceksin. | Open Subtitles | ستحب هذه المهمه جون ستحبها |
Sen sadece bir şans ver, onu çok seveceksin. | Open Subtitles | ستحبينه إمنحيني فرصة واحدة على الأقل |
Biliyorum burayı çok seveceksin. Yo, Silindir, hayır! | Open Subtitles | أعرف أن المكان سيعجبك هنا لا لا |
çok seveceksin. | Open Subtitles | ستعجبك. |
- Tanrım! Beni çok seveceksin. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي، كنت ستعمل تحبني كثيرا. |
İnan, emin ellerdesin. Restoranı çok seveceksin. - DeMille. | Open Subtitles | نينــا أنت بين أيدي أمينة سوف تحبين هذا المكان |
Daha çok seveceksin, çünkü ben Georgia şeftalisiyim. | Open Subtitles | حسناً، ستحبهم أفضل لأننى جورجيا العاهرة |
Bence Ray'i çok seveceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستُحب راى |