Sheldon, hadi homeopatik ilaç alan insanlarla dalga geçelim, çok seversin onu. | Open Subtitles | شيلدون, لنذهب للسخرية من الأشخاص اللذين يقومون بشراء الأدوية المثلية أنت تحب ذلك؟ |
Hükümete karşı laflar saydırmayı çok seversin. | Open Subtitles | ولكن أنت تحب المجادلة ضد مصاريف الحكومة |
Hey, yarın pikniğe gitmek ister misin? Fıstık ezmeli ve jöleli sandvicimi çok seversin. | Open Subtitles | هل تودين الذهاب غداً في نزهة ستحبين زبدة الفستق والجلي |
Belki arkadaşın olursam burada yaşamayı daha çok seversin. | Open Subtitles | ربما نكون اصدقاء ستحبين الحياة هنا |
Elmalı turtayı çok seversin. Konsantrasyonunu yarın dert edersin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين فطيرة التفّاح سنقلق بشأن تركيزك بالغد |
Genelde şarkı söylemeyi çok seversin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين الغناء وسط المجموعة |
Elbette. Sen balığı çok seversin. | Open Subtitles | نعم,بالتأكيد.أنت تحب السمك |
Mesajlaşmayı çok seversin. | Open Subtitles | أنت تحب المراسلة |
Yapma ama, çok seversin bunu. | Open Subtitles | ,هيا أنت تحب هذه الأشياء ؟ |
Sen çok seversin. | Open Subtitles | أنت تحب البلدات الصغيرة |
Spagettiyi çok seversin. | Open Subtitles | أنت تحب الإسباغيتي |
Rostomu çok seversin. | Open Subtitles | أنت تحب ديكي المشوي. |
Al bakalım canım, bunu daha çok seversin. | Open Subtitles | تفضلي يا حبيبتي ستحبين هذا أكثر منها |
Sana baskı yapmak istemiyorum, ama... bence Paris'i çok seversin. | Open Subtitles | لا أريد الضغط عليك، لكن... اعتقد أنك ستحبين (باريس) |
Kızılcık sosunu çok seversin. - İçinde çekirdek var. | Open Subtitles | - أنتِ تحبين صلصة التوت البرّي |
Sen alış veriş merkezini çok seversin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين المركز التجاري |
Uzanmayı çok seversin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين الإستلقاء |