Biliyorsun, geçen sene ben de çok zor zamanlar geçirmiştim. | Open Subtitles | أتعلمين, أنني تعرضتُ لأوقات عصيبة العام الماضي |
Biliyorsun, geçen sene ben de çok zor zamanlar geçirmiştim. | Open Subtitles | أتعلمين, أنني تعرضتُ لأوقات عصيبة العام الماضي |
Bir kaç haftadır çok zor zamanlar geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يمر بوقت عصيب جداً الإسبوعين الماضيين |
Kendini terk edilmiş hissettiğini biliyorum, ama çok zor zamanlar atlattık ve ben önemli kararları, üzerlerinde en azından birkaç ay düşünmeden verecek adamlardan değilim. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعرين و كأنه تم التخلي عنك و لكننا مررنا بوقت عصيب و حرج و أنا لست من النوع الذي يتخذ القرارات المهمة |
çok zor zamanlar geçirmiş olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أنكِ مررتِ بوقتٍ عصيب |
çok zor zamanlar geçirmiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو وكأنّك مررت بوقتٍ عصيب |
Hong Kong'a ilk geldiğimizde çok zor zamanlar geçirdik. | Open Subtitles | في بداية مجيئنا لـ (هونج كونج) أمضينا وقتًا عسيرًا جدًّا. |
Hong Kong'a ilk geldiğimizde çok zor zamanlar geçirdik. | Open Subtitles | في بداية مجيئنا لـ (هونج كونج) أمضينا وقتًا عسيرًا جدًّا. |
Oğlumun ölümünden sonra çok zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | بعد موت إبنى أعتقد أننى مررت بأوقات عصبية |
Bununla yalnız baş etmeye çalışırken gerçekten çok zor zamanlar geçiriyorum. | Open Subtitles | لقد مررت بوقت عصيب حقاً في محاولة معرفة ما يجب علي القيام به بمفردي |
Buraya kadar çok zor zamanlar geçirdin Sam ama son tura geldik. | Open Subtitles | , (أعرف أنك تمر بوقت عصيب يا (سام لكننا في المرحلة الأخيرة |
çok zor zamanlar geçirdim | Open Subtitles | ♪حظيت بوقت عصيب♪ |
Oğlumun ölümünden sonra çok zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | بعد موت إبنى أعتقد أننى مررت بأوقات عصيبة |