ويكيبيديا

    "öğlen yemeği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الغداء
        
    • غداء
        
    • غذاء
        
    • غداءك
        
    • غداءاً
        
    • تغدى
        
    Ama dün onunla öğlen yemeği yediğimde Dışişleri Bakanlığı'nın protokol tutkusu hakkında, o da yaklaşık sizin gibi konuştu. Open Subtitles لكن عندما تناولت الغداء معه البارحة كان يقول مثل ما تقول تقريباً عن البروتوكول المتبع في مكتب العلاقات الخارجية
    Vay canına Peg. Bana gerçekten öğlen yemeği yaptığına inanamıyorum. Open Subtitles جي، الوتد، لا أستطيع أن أصدق كنت فعلا بلدي الغداء.
    Boğazına kadar porno filme batmadığın bir gün, öğlen yemeği? Open Subtitles انت تتناول الغداء عندما لا تكون مشغول بالافلام الخليعة,اليس كذلك؟
    Her öğlen yemeği saatinde, Brick'in gözü önünde BlueBell'in güzel insanlarıyla sohbet edeceğim. Open Subtitles كل فترة غداء اقوم بالتحدث مع سكان بلوبيل الطيبين في مجال رؤية بيرك
    İtalya'da, yüksek güvenlikli bir cezaevinde Mario Moretti ile öğlen yemeği yedim. TED كنت علي موعد غذاء معه في سجن شديد الحراسة في إيطاليا .
    Yine de, yardım kampanyasından aldığım bedava öğlen yemeği kuponum duruyor. Open Subtitles مع ذلك، فإنّ جمعية التجول الخيرية كان لديها كوبون وجبة الغداء
    Kocası ile beraber öğlen yemeği yiyeceklermiş. - İyi denk gelmiş yani... Open Subtitles قالت أنّها ستخرج لتناول الغداء مع زوجها لذا فإنّه كان وقتاً ضائعاً.
    Gelip öğlen yemeği yeriz, belki de seni kızamık yaparım dedim. Open Subtitles وفكرت أن آتي هنا لوقت الغداء وربما أسبب لك الحصبة حسناً
    Söyleyin yoksa kahvaltı zamanı mı geldi? öğlen yemeği? Akşam yemeği? Open Subtitles هل هذا وقت الإفطار أم الغداء أم العشاء أم وقت اللعب؟
    öğlen yemeği sırasında onu otoparkta bir adamla konuşurken gördüm. Open Subtitles رأيتُها بوقت الغداء تقريباً في موقف السيّارات، تتحدّث إلى رجلٍ.
    Dün onunla öğlen yemeği yedim, çünkü burada Long Beach üniversitesinde dans eğitimi alıyor. ve gerçekten çok başarılı. TED وتناولت الغداء معها بالأمس, لأنها طالبة جامعية تدرس الرقص هنا في لونغ بيتش. وهي تتقدم بشكل مذهل
    Şimdi güzel bir öğlen yemeği,gece de havai fişekler, kokteyller,mükellef bir akşam yemeği! Open Subtitles سنتناول الغداء والليلة مرة آخرى الألعاب النارية ، كوكتيلات ، عشاء رائع
    General Gabler bugünlerde öğlen yemeği yemiyor. Open Subtitles في هذه الأيام لا يتناول جنرال جابلر الغداء
    Belki birlikte öğlen yemeği yeriz, veya telefonda konuşuruz. Open Subtitles ربما يمكننا تناول وجبة الغداء أو ربما نتحدث عبر الهاتف؟
    öğlen yemeği için biraz erken olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles كُنت اعتقد أنه من المُبكر . إن اتناول طعام الغداء
    Eğer bu işin içinden sağ salim kurtulursan, sana klübümde bir öğlen yemeği ısmarlayacağım. Open Subtitles لو أنت يَجِبُ أَنْ تأتي خلال هذه المحنةِ المرعبة سالم، أوَدُّ أَنْ أَعْرضَ عليك الغداء في النادي بتاعي. إنتهى.
    Bu mahalledeki atmosferi iyileştirmek için restoranda öğlen yemeği istiyorsan, hayır demem. Open Subtitles لو تريدين أن تتناولين الغداء في مطعم ما لتحسين الغلاف الجوي في هذا الحي لن أرفض هذا
    O da bana başka bir öğlen yemeği verip veremeyeceğimi sordu. Open Subtitles لذا سئل عمّا إذا كان بوسعي أن أقيم حفل غداء آخر
    - Evet. Sipariş güzergâhında tanıştığım biriyle öğlen yemeği yiyeceğim. Open Subtitles أجل، عندي موعد غداء اليوم مع شخص التقيت به في خط سيري.
    Al, bekleyeceğin şu uzun kuyruk için yanına öğlen yemeği almayacak mısın? Open Subtitles مهلا، القاعدة، ليست لك ستعمل حزمة مأدبة غداء لهذا الانتظار الطويل في الخط؟
    Tabii birlikte hızlı öğlen yemeği, hiç yememekten iyidir. Open Subtitles بالطبع، غذاء سريع معاً أفضل من لا شيء، صحيح؟
    öğlen yemeği randevunun zaman dilimi değişimine dönüşmesinden memnun olmasam da, sana güveniyorum Emily. Open Subtitles بما أنني غير مندهش بأن غداءك تحول إلى تغير في فارق التوقيت فأنا أثق بك، (إميلي)
    öğlen yemeği yemedik, açlıktan ne dediğimizi bilmiyoruz. Open Subtitles نحن لَمْ نَأخُذْ غداءاً. نحن فقط lightheaded.
    Bir pubta öğlen yemeği yemiş, ama hangisi hatırlayamıyor. Open Subtitles قال أنه تغدى في حانة ولم يستطع تذكر اسمها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد