Pazartesi günü bu yaranın bir makaslar değilde çıldırmış olan nişanlımın kılıçla yaptığı bir şey olduğunu anaokulu öğrencilerime anlatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | في يوم الاثنين سوف اخبر طلابي في حضانة الاطفال الذين اعلمهم ان لا يركضوا و هم يحملوا المقص ان خطيبي طعنني بسيف |
Yıllar sonra öğrencilerime rastlıyorum | TED | أقابل بعض طلابي بعد أعوام لاحقة أحيانًا |
Daha sonra bu videoları öğrencilerime izletmesi için vekil öğretmene verdim. | TED | وكنت أعطي هذه المقاطع لمدرسي البديل ليعرضها أمام طلابي. |
öğrencilerime de hep dediğim gibi, bir öz değeri mutlaka korumalıyız: | Open Subtitles | كما أقول لطلابي دائمًا، يجبُ أن ندافع عن قيمةٍ جوهريةٍ واحدة.. |
Okulun ilk günü her sınıftan öğrencilerime aynı zamanda bir karikatürist olduğumu söylediğimi hatırlıyorum. | TED | أتذكّر قولي لطلابي في أول يوم لكل فصل أنّي أيضًا رسّام كاريكاتير. |
Öğrenciyken bana verilen araçlara şimdi bir öğretmen olarak erişemiyorum ki öğrencilerime verebileyim. | TED | أعلم مباشرة ما هي الأدوات التي أُعطيت لي كتلميذة، والآن كمعلمة، لا أملك الوصول للأدوات نفسها لأعطيها لتلاميذي. |
Bu çok ilginç, öğrencilerime Afrikalı Amerikalılar'ın tarihini öğretirken onlara kölelikten bahsediyorum. | TED | وهذا مثير ، عندما أدرس تلاميذي عن تاريخ الأميركيين من الأصول الأفريقية ، أُحدثهم عن العبودية. |
öğrencilerime en mutlu hissettikleri an hakkında yazmalarını söylediğimde, çoğu çocukkenki bir sanat deneyimi hakkında yazar. | TED | عندما أطلب من طلابي أن يكتبوا عن أسعد لحظاتهم، العديد يكتب عن تجاربهم المبكرة كأطفال. |
öğrencilerime haber vermek için koridordan sınıflarımın birine koştum. | TED | جريت عبر القاعة تجاه أحد الفصول التي أدرسها لأخبر طلابي. |
Her sene öğrencilerime eşitlik ve kapsam gibi farklı sorunlar hakkında bir anket vererek başlamayı tercih ederim. | TED | أحبُ البدء بإعطاء طلابي استطلاع رأي كل عام. حول قضايا مختلفة عن المساواة والشمول. |
Son zamanlarda üçüncü sınıf öğrencilerime eşitlik sorunlarını öğrenmek için çok küçük olduklarını düşünen yetişkinlere ne söyleyeceklerini sordum. | TED | سألتُ مؤخرًا طلابي في الصف الثالث ماذا سيقولون لكبار السن ممن يعتقدون بأنهم صغار جدًا للتعلم عن قضايا مثل المساواة. |
öğrencilerime Çin yemeği dersi vermiyorum! | Open Subtitles | أنا لن أُعلّمُ طلابي العسكريين كَيفَ يمارسون اليوغا |
Ben öğrencilerime "ne işe yarayacak?"... diye sormayı öğretiyorum. | Open Subtitles | لم أقصد أن أحاول تعليم طلابي بأن يسئلوا ما هي المساعدة؟ |
Ben öğrencilerime "ne işe yarayacak?"... diye sormayı öğretiyorum. | Open Subtitles | أحاول تعليم طلابي بأن يسئلوا ما هي المساعدة؟ |
Ki bu da benim Stanford öğrencilerime asla veremeyeceğim seviyede bir hizmet. | TED | الذي ليس هو مستوى الخدمة التي قدمتها لطلابي في جامعة ستانفورد. |
Fakat, tamamen dürüst olmak gerekirse öğrencilerime verdiğim bu mesajla kesinlikle çelişiyorum. | TED | لكن لو كنت صادقاً تماماً مع نفسي سأكون متعارضةً مع رسالتي التي أرسلها لطلابي |
Size gösterdim, ama öğrencilerime bunun neden başka bir eğri olamayacağını açıklıyorum. | TED | لقد أريتكم إياها، لكن بالنسبة لطلابي فإني أفسِّر لهم لماذا لايمكن أن ينتج أي منحنى آخر. |
Ve Avustralya'da bir bilim insanı şöyle yazdı: "Mercan araştırmalarımızın sonucunu öğrencilerime gösterdim, ve ağladık." | TED | ثم كتب عالم في أستراليا، 'لقد أظهرت لطلابي نتائج استطلاعاتنا المرجانية وبكينا'. |
Araştırmalarımda kullandığım fizik, öğrencilerime öğrettiğim kuantum mekaniği, raflarımı dolduran kitaplar | Open Subtitles | كل الفيزياء التي استخدمتها في بحثي خاصة ميكانيكا الكم التي أدرسها لطلابي و التي تملأ المراجع على أرفف مكتبتي |
öğrencilerime dediğim gibi, tek bir içki bile bir içkiden fazladır. | Open Subtitles | كما أقول لطلابي دائماً الأمر كله يبدأ بشراب واحد |
Bu sabah olduğunda öğrencilerime "Bilin bakalım bugünün tarihi ne?" dedim. | Open Subtitles | عندما حصل الأمر هذا الصباح، قلت لتلاميذي: "احزروا ما تاريخ اليوم؟" |
Haklısın, en iyisi benim ve bunu öğrencilerime aktarırım fakat mucize yaratamam. | Open Subtitles | أنتِ محقة ، أنا الأفضل وبعض من هذا يتجلى على تلاميذي لكني لست بصانعة معجزات |