Soyunma odasında öğrenciyle seks yapmakla ahlak değerleriyle kasıt bu mu yani? | Open Subtitles | علاقة مع طالب في غرفة الملابس اهذا ما يعنوه بقيم المناطق المتوسطة؟ |
Dağılarak, her öğrencinin geçen bir öğrenciyle çarpışması için daha fazla bölge açık kalır. | TED | لأي عملية ارتطام من أي طالب آخر على ذات المنحى او المسار |
Gözlen aranmaya başladı ve ben daha ne olduğunu anlayamadan bir mürekkep balığı keşfinde genç bir öğrenciyle beraber oldu. | Open Subtitles | ثمّ بدأ بصره يجول أوّل ما إكتشفته هو خروجه رفقة طالبة في بعثة لمشاهدة أسماك الحبّار |
Bana ilk kez lisedeyken bir Danimarkalı transfer öğrenciyle yattığını söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلت لى ان اول مرة لك كان مع طالبة دنماركية في المدرسة العليا. |
Bir öğrenciyle ya da çalıştığı yerde sorun yaşadığı biri var mıydı? | Open Subtitles | ألديها أيّ مُشكلة مع أيّ من الطلاب أو أعضاء هيئة التدريس؟ كلاّ. |
Tüzüğümüzde öğrencilerle yatmanın açık bir şekilde yasaklanmadığını biliyorum ama yine de bir öğrenciyle yatmak kötü bir karardı. | Open Subtitles | فهمت ذلك، بينما لم يُمنع تماماً في مدوّنة قواعد السلوك الخاصة بنا مضاجعة الطلاب تعكس سوء سلوك صادر منيّ |
Nakil öğrenciyle arkadaş olmaya çalışıyordum ama yoluma çıktın. | Open Subtitles | انا فقط احاول ان اكون صداقة مع الطالبة المنقولة لكنك طحت بى بشكل مفرط |
Kendini ifade etmek konusunda çok başarılı olan bir öğrenciyle karşılaştım ve bu videoyu burada TED'de olanlar görmeden başkasına göstermemeyi kabul etti. | TED | قابلت طالبا ممتازا في التعبير عن نفسه، وقد قبل هذا الطالب أنه لن يعرض مقطعه لأي شخص حتى ترونه وتسمعونه أنتم هنا في تيد |
Sanırım gidip o yabancı öğrenciyle oturacağım. | Open Subtitles | .. أعتقد سأذهب لأجلس مع طالب التبادل الأجنبي |
Eski bir Mossad ajanının, İranlı bir öğrenciyle çalışması bir şeydir. | Open Subtitles | آه ,عميل موساد سابق يتفق مع طالب إيراني, هذا أمر جيدا غيبز. |
Bu "aileyi" her derste, her sınıfta, ders verdiğin her öğrenciyle yapabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | و أنت بصدق تعتقدين بأمكانك خلق هذه العائلة في كل قاعة دراسية لكل متدرج لكل طالب تعلمينه ؟ |
Şu ana kadar dünya görüşü yüksek olan seçkin bir öğrenciyle bulunamadım. | Open Subtitles | كما سأفعل ذلك مع أي طالب موهوب آخر لعلك تناسيت |
Bana ilk kez lisedeyken bir Danimarkalı transfer öğrenciyle yattığını söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلت لى ان اول مرة لك كان مع طالبة دنماركية في المدرسة العليا. |
Her yeni öğrenciyle kısa bir mülakat yaparız. | Open Subtitles | نجري مقابلة قصيرة مع كل طالبة جديدة تصل الى المدرسة |
Bay Chavez'in bir öğrenciyle... cinsel birlikteliği olduğuna dair bir duyum aldık... ve bize söylenenlere göre, bu öğrenci sizsiniz. | Open Subtitles | هناك مزاعم ان معلمنا الجديد السيد شافيز على علاقة مع طالبة |
Bir bakalım. 2004 yılında Kappa Iota Phi'den bir öğrenciyle cinsel ilişki yüzünden atılmış. | Open Subtitles | بعد الشك في قيامه باعتداء جنسي على طالبة في 2004 تم اسقاط التهم |
İsveç'te yaşıyorum, çok öğrenciyle tanışıyorum. | TED | في السويد حيث أعيش، لقد كنت أقابل عدداً من الطلاب. |
Durun biraz... Kurbanımızdan dalış dersleri alan iki yabancı öğrenciyle görüşmüştüm. | Open Subtitles | أجرينا مقابلات مع اثنين من الطلاب الأجانب الذين أخذت دروسا الغوص مع فيكس لدينا. |
Bu demek oluyor ki, her öğrenciyle, her öğretmenle hademelerle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | هذا يعنى لتحقيق مع كل الطلاب وكل المُدرسين, و حراس الأبنية |
Giriş sınavımızda matematikte sizden daha yüksek not alan tek öğrenciyle tanışmışsınız bile. | Open Subtitles | اراك قد قابلت الطالبة الوحيدة التي احرزت اعلى مني في قسم الرياضيات في امتحان القبول |
Sanat hocası Bay Kume'nin bir erkek öğrenciyle ilişkisi vardı. | Open Subtitles | ،سيد كاسومي، معلم الفنون .كان متورطاً مع الطالب |
İster öğrenciyle hocası olsun isterse Hannah'yla aramdaki şey. | Open Subtitles | "ولكن أيمكن أن يتأتّى خير من جمع قاتلين معًا..." "سواء كان ذلك تلميذًا ومعلّمًا... |
Gölette taş sektiren bir öğrenciyle cilveleştiğini gördüm. | Open Subtitles | وَجدتُ الهَدْل على الطالبِ الذي يَقْشطُ بركةَ koi. |