Bu mola verme fikri belkide kendi yolculuğumda öğrendiğim en büyük ders oldu. | TED | استمتعوا بالهدوء بالتوقف انه الدرس الاكبر الذي تعلمته من رحلتي هذه مع المرض |
öğrendiğim en temel şeyin ise şu olduğunu düşünüyorum: Eğer yapabileceğini düşünüyorsan, yapacaksın. | TED | الشيء الأساسي الذي تعلمته أنني إذا فكرت، وأنت إذا فكرت، فأنت تستطيع، وستفعلها. |
Bu işte öğrendiğim en önemli şey... herkesin sakladığı birşeyler olduğu. | Open Subtitles | الشيء الذي تعلمته في هذا المجال هو أنه لدى الجميع شيء |
Ebeveyn olarak öğrendiğim en zor derslerden birisi bazen sadece rahat olmak gerek. | Open Subtitles | أتعلم من أصعب الدروس التي تعلمتها كوالدة في بعض الأحيان عليك فقط الإسترخاء |
Hümanizmden öğrendiğim en iyi dersleri felsefe kitapları okumaktan ya da hümanist bildirileri ve beyanları incelemekten öğrenmediğimi bilmek ilginizi çekebilir. | TED | ربما يهمكم معرفة أن أفضل دروس الإنسانية التي تعلمتها لم تكن من قراءة الكتب الفلسفية أو من تأمل التصريحات والبيانات الإنسانية. |
Gözler görür. Kız kardeşimden öğrendiğim en önemli şey. | Open Subtitles | العين ترى هذا اهم ما تعلمتة من أختى |
Gözler görür. Bu kız kardeşimden öğrendiğim en önemli şeylerden biri. | Open Subtitles | العين ترى هذا اهم ما تعلمتة من أختى |
Bu yarışmayı yürütürken öğrendiğim en şaşırtıcı şey, şu anda bazı bilim adamlarının doğrudan dansçılarla çalışıyor olmasıdır. | TED | اكثر شيء مفاجيء تعلمته خلال اداره تلك المسابقه انه الان يوجد علماء يعملون مع الراقصين بشكل مباشر لشرح ابحاثهم. |
Bunu nasıl yaptığımı anlatacağım ve öğrendiğim en önemli şeyi. | TED | وسأخبركم كيف فعلت هذا أكثر شيء مهم تعلمته |
öğrendiğim en önemli şey, anneleri ve bebekleri yeteri kadar desteklemediğimiz oldu. | TED | وأهم ما تعلمته هو أننا لا نقوم بما فيه الكفاية لدعم الأمهات والأطفال الرضع. |
Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey hasta olanların ve olmayanların arasındaki çizginin var olmamasıydı. | TED | ولكن أهم شيء تعلمته على الإطلاق في خضم تلك الرحلة هو أن الانقسام الحاصل بين المرض والعافية.. غير موجود. |
Sezgilerimizi test etmekteki zorluk öğrendiğim en büyük dersti; hemşirelere geri döndüm, | TED | إن صعوبة إختبار هذه الأفكار كانت درساً عظيماً تعلمته عندما رجعت إلى تلك الممرضات لأتحدث إليهم. |
Üç çocuk yetiştirdim ve öğrendiğim en önemli şey şu: | Open Subtitles | حسنا,لقد ربيت 3 اولاد و الشيء الرئيسي الذي تعلمته هو أنه عليك أن تتركوهم يصبحوا كما يريدوا |
öğrendiğim en önemli şey ise insanların kolayca ürktüğü. | Open Subtitles | والشئ الاكثر اهمية الذى تعلمته هو ان الناس تتحدث بسهولة |
Fakat büyürken öğrendiğim en önemli ders masada olmanın önemiydi. | TED | ولكن أهم درس تعلمته خلال نشأتي هو أهمية أن تكون مشاركا . |
35 yıldır tırmanış rehberiyim, ters duvarlarda ve buna benzer yerlerde çalıştım, öğrendiğim en önemli şey ise, bazıları sürekli barfiks çekmeye çalışırlar. | TED | في ال 35 سنة التي كنت مرشداً للتسلق ودرّست في الحوائط الداخلية، وأشياء من هذا القبيل، الشئ الأكثر أهمية الذي تعلمته كان، يحاول الأشخاص دائماً السحب الى أعلى. |
Kolejde öğrendiğim en yararlı şey. | Open Subtitles | واحدة من الأشياء الأكثر فائدة التي تعلمتها في الكلية |
öğrendiğim en ilginç şeylerden biri şuydu ki; bir zamanlar eğitilmiş, yetiştirilmiş, işlenmiş hafızaya sahip olma fikri o kadar da yabancı bir fikir olarak görülmüyormuş. | TED | وأحد هذه الأشياء التي تعلمتها والمثيرة فعلاً وهي أنه ذات مرة في وقت مضى لم تكن فكرة امتلاك ذاكرة مدربة ومنضبطة ومزروعة بالغرابة التي تبدو عليه في يومنا الحاضر |