Bir ömür boyu tahkikatla öğrendiğim her şey oyuna katılıyor. | Open Subtitles | كل شيء تعلمته في حياتي العملية في التحقيق يخطر في بالي |
- Efendim? öğrendiğim her şey, yaptığım her şey, bütün hepsi sana yakışabilmek içindi. | Open Subtitles | كل شيء تعلمته وكل شيء فعلته كان لكي أُصبح ذو قيمة عندكِ |
Kilisede öğrendiğim her şey annemin hasta ve ölüm döşeğindekiler için ettiği dualar babamın yardım ettiği bütün o yardım işleri temelde bana öğrettikleri her şey yalan mıydı yani? | Open Subtitles | كل شيء تعلمته بالكنيسة وكل الصلاة التي أدتها أميللمرضىوالمحتضرين،كل.. كل مشروعات المجتمع التي عمل عليها أبي |
Çılgınca geldiğini biliyorum Joel, ancak bu notlardan şu ana kadar öğrendiğim her şey doğru çıktı. | Open Subtitles | (أعلم بأن يبدو جنونيًا يا (جول، لكن كل شيء تعلمته من تلك الملاحظات تبدو أنها صحيحة إلى الآن. |