Fakat rolü gerektirdiğinde bunu bir saatte öğrenmiştir. Ve evet, bir uyuşturucu sorunu vardı, ama aynı zamanda bundan kurtulmayı başardı, kendini temizledi, okuluna devam etti ve okuldaki oyunda başrolü aldı. | Open Subtitles | لكن عندا لإقتضت الحاجة, تعلّمت ذلك بغضون ساعة وأجل, كانت تعاني من مشاكل إدمان, إلا أنّها تعافت منها, |
Muhtemelen internetten öğrenmiştir. | Open Subtitles | على الأرجح تعلّمت هذا من على الإنترنت |
Etain avlanmayı bir kurt gibi doğuştan öğrenmiştir. | Open Subtitles | (إيتين)، كالذئب، تعلّمت الصيد منذ المهد. |
Acaba Silly Putty, bunu çizgi romanlardan nasıl öğrenmiştir? | Open Subtitles | ربما تفكرون كيف يمكن لل"سيلي بوتي" أن تزيل الحبر من القصص المصورة |
Acaba Silly Putty, bunu çizgi romanlardan nasıl öğrenmiştir? | Open Subtitles | ربما تفكرون كيف يمكن لل"سيلي بوتي" أن تزيل الحبر من القصص المصورة |
Belki de işi ustasından öğrenmiştir. | Open Subtitles | ربّما تعلّمت من "المعلّم". |