Aradığımız suikastçının bu ödül avcısı olduğuna dair inancım büyük. | Open Subtitles | لقد شعور قوي بأن صائد الجوائز هذا هو القاتل الذي نبحث عنه |
ödül avcısı Jango Fett'i Geonosis'teki droid dökümhanelerine kadar takip ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبت أثر صائد الجوائز جانغو فيت إلى مراكز سبك الرجال الآليين على جيونوسيز |
Kendisi bir ödül avcısı. İşini de aldı şimdi. Eve dönebiliriz artık. | Open Subtitles | هذا صائد جوائز و هو يتولى القضية لذا بإمكاننا العودة إلى المنزل |
Şeytanın ödül avcısı olduğumu öğrendiğim için şimdi kendimi daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بتحسن الآن بعدما علمت أني صائد جوائز الشيطان |
FBI'nin, bizi ödül avcısı gözüyle izlediğini az çok biliyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن ضباط المكتب الفيدرالي يحبون مراقبة صائدي الجوائز |
Boba, Jedi Kruvazörünü yoketmek ve ünlü ödül avcısı Aurra Sing'in yardımıyla kaçmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لان يدمر طرادة الجيداي ويهرب بمساعدة صائدة الجوائز سيئة السمعة اورا سينج |
Bir zaman ödül avcısı genç halimizi öldürmeye çalıştığı için mi diyorsun bunu? | Open Subtitles | تقصدين باعتبار أن ثمة صائدة جوائز زمنية تسعى لقتل أشخاصنا الأصغر عمراً ؟ |
Bu arada ödül avcısı aile avukatını etkilemek için çok gayretliydi. | Open Subtitles | كان صائد الجوائز في هذه الأثناء كان متحمساً لإثارة إعجاب محامي العائلة |
Şu ödül avcısı olmasın? Şerif bir Frank Allison'dan bahsediyordu. | Open Subtitles | هو صائد الجوائز الذي تكلم عنه الشريف فرانك أليسون |
Hologram'daki diğer ödül avcısı, Aurra Sing. | Open Subtitles | صائد الجوائز الاخر فى الشاشة هو اورا سينج |
Şu ödül avcısı Cad Bane'e gelirsek, onu ve avı Ziro'yu yakalayıp adalete teslim etmeliyiz. | Open Subtitles | بالنسبة الى صائد الجوائز هذا كاد بين , يجب ان نمسكه و ونرجعهم معا هو وطريدته |
Çok tehlikeli bir ödül avcısı sana suikast düzenlemeye hazırlanıyor. | Open Subtitles | لقد كنت اعتقد ان صائد جوائز خطير بالخارج يريد ان يغتالك |
Emekli savaş kahramanı. Eski beyaz atlı polis prens. Şimdilerin ödül avcısı. | Open Subtitles | بطل الحرب السابق وشرطي منقذ سابق والآن صائد جوائز |
Bizim durumumuzda, bir ödül avcısı. Doğrudan sana. | Open Subtitles | وبهذه الحالة، صائد جوائز ثم مباشرة .. |
3 gün önce bir grup ödül avcısı ile çatıştık. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أيّام إشتبكنا مع بعض صائدي الجوائز |
ödül avcısı Aurra Sing Senatörü öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | صائدة الجوائز اورا سينج حاولت قتل السيناتور |
2003 yılında, Yılın ödül avcısı seçildim. | Open Subtitles | في عام 2003 م فزت بأفضل صائدة جوائز |
Burada bekle ödül avcısı. | Open Subtitles | سوف تنتظر هنا يا صياد الجوائز |
Senin üçkez yanmış topraklardaki en iyi ödül avcısı olduğun söyleniyor. | Open Subtitles | يقولون بأنّك أفضل قاتل وفرة في الأراضي المحروقة ثلاث مرات. |
Nino, Manco'nun ödül avcısı olduğunu ne zaman anladın? | Open Subtitles | نينيو , منذ متى تعرف ان مونكو هو قاتل مأجور |
Belki o bir çeşit silahşör ödül avcısı yada öyle birşey dir değil mi? | Open Subtitles | ربما يكون مقاتلا أو صياد جوائز أو شيء ما, أتعلمين |
Fakat sadece dört kişiler. Dört ödül avcısı o kadar kişiye karşı nasıl savunma yapabilir? | Open Subtitles | لكن يوجد فقط اربعة منهم كيف يستطيع أربعة صائدي جوائز |
Lincoln'den sert bir ödül avcısı, bu yüzden ona dediklerinize dikkat edin. | Open Subtitles | براندون أنه ملاكم محترف فقير من لينكولن كُنْ حذراً فيما تقوله له |
Bir ödül avcısı olarak yaşamak. | Open Subtitles | الحياة كصائدة جوائز |
Merak etme, sadece bir ödül avcısı. | Open Subtitles | لا تقلق ، هو صياد مكافآت |
Bu uzaylı ödül avcısı Mulder kılığına girdi ve buraya gelerek çocuğu kaçırmaya çalıştı. | Open Subtitles | لذا، هذا صيّاد الوفرة الأجنبي... ... أخفىنفسهكمولدر لخروج هنا ويمسك الولد؟ |
Ben taksi şoförüyüm, ödül avcısı değil. | Open Subtitles | إننى سائق تاكسى ولست صائد مجرمين |