O zaman temel soru: Gözünü ödülden ayırmamak ve sadece bitiş çizgisine odaklanmak egzersiz deneyimlerini değiştirdi mi? | TED | السؤال الهام إذًا: هل إبقاء أعينهم على الجائزة والتركيز الشديد على خط النهاية، غيَّرا تجربتهم في التمرين؟ |
Gözümüzü ödülden ayırmamak daha çok çaba harcasak veya daha hızlı hareket etsek bile egzersizi daha rahat ve kolay yapmamızı sağladı. | TED | إبقاء عينيك على الجائزة جعل التمرين يبدوا أسهل حتى عندما كان الأشخاص يعملون باِجتهادٍ أكبر؛ لأنهم كانوا يتحركون أسرع. |
Biliyorum ki, sağlığa katkıda bulunan biraz daha hızlı yürümekten fazlası var, fakat gözümüzü ödülden ayırmamak daha sağlıklı bir yaşam stilini teşvik edecek ek bir strateji olabilir. | TED | الآن، أعرفُ أن هناك المزيد لصحة جيدة، من السير أسرع بقليل، لكن إبقاء عينيك على الجائزة ربما يكون خطة إضافية يمكن أن تستخدمها لتساعد في تطوير أسلوب حياة صحي. |
Bunu halledin, ve ödülden daha iyi bir ödül kazanın. | Open Subtitles | جِدوا طريقةً لذلك وستحصلون على مكافأة أفضل من الكأس التذكاري |
Hepsi bu kadar son çek'de yazıldı 50 bin dolarlık ödülden bize geriye ne kaldı? | Open Subtitles | هذا كل شيء لقد حررت الشيك الأخير ماذا تبقى لنا من مكافأة الـ 50000 ؟ |
Bence hemen kavga edip ayrılır ve ödülden payınıza düşeni harcarsınız. | Open Subtitles | أنا أحسب انكما الاثنان ستهدأ زئيركما وتنفقان حصتكما من المكافأة |
Hükümet çalışanı olmadığın için ödülden bir servet indireceksin cebine. | Open Subtitles | لأنك لست موظفاَ مع الحكومة الأمريكية تفتح جيب الثروة من مال الجوائز |
ödülden üç yıl önce kendisini dinlemiştim. | TED | سمعت خطابه قبل حصوله على الجائزة بثلاث سنوات |
Diğer trenlerde çalışanlar bu ödülden mahrumdular. | Open Subtitles | الذين عملوا على القطارات الاخرى لم يتلقوا هذه الجائزة |
Pekala, ne çeşit bir ödülden bahsediyoruz? | Open Subtitles | حسناً ماهي نوعية هذه الجائزة التي تتكلم عنها ؟ |
Pekala, ne çeşit bir ödülden bahsediyoruz? | Open Subtitles | حسناً ماهي نوعية هذه الجائزة التي تتكلم عنها ؟ |
ödülden sonra bana bu ilgiyi kendi çıkarımız için kullanmaktan falan bahsetti iş için gerekli falan dedi. | Open Subtitles | بعد الجائزة ألقى عليّ خطبة عن حشد كل الأنظار وكأنه مجرد عمل |
Bizi ödülden uzak tutmaya çalışmak için nafile bir çaba. | Open Subtitles | كانت محاولة يائسة للحؤول بيننا وبين الجائزة. |
Ucu çok kötü yerlere çikan bazi yollardan geçtim ama her seye ragmen, büyük ödülden vazgeçmedim. | Open Subtitles | وكنت أتنقل في بعض الطرقات التي قدتني إلى أحد الأزقة القذرة الجميلة لكن خلالها كلها أبقيت عيناي نصب الجائزة |
Onun için FBI'ın teklif ettiği ödülden daha fazlasını veriyoruz. | Open Subtitles | وهى أثمن بكثير من الجائزة التي يعرضها المكتب الفيدرالي |
Gözlerini ödülden ayırmayan katılımcılar etrafa bakan katılımcılara göre %23 daha hızlı yürüdüler. | TED | الأشخاص الذين أبقوا أعينهم على الجائزة مشوا أسرع بنسبة %23، من الأشخاص الذين نظروا من حولهم بشكل طبيعي. |
Benim için Xandar'da onun için konulan ödülden fazla bir değeri yok. | Open Subtitles | وهي لا تستحق لي أكثر من مكافأة المستحقة لها على شاندار. |
Kale alındıktan sonra yanımda kalacak kişilere herhangi bir ödülden daha büyük bir şeyin kefaretin sözünü veriyorum. | Open Subtitles | لكل من بقي معي بعدما سلبت القلعة أعدكم بشيء أعظم بكثير من أي مكافأة أعدكم الخلاص |
Cephalo bir ödülden bahsetti. | Open Subtitles | (سيفالو) ذكر مكافأة ما. |
100 parçaya bölelim ve herkes ödülden 10.000 dolar pay alsın. | Open Subtitles | قطّعوه إلى 100 قطعة ولنقتسم المكافأة 10 ألف دولار لكل واحد منّا |
Üç ödülden biri kesin sizin. | Open Subtitles | أنت تضمن احدى تلك الجوائز الثلاث |
Herşeyden fazla da, aranızda bu hissi paylaşanlara, gözlerinizi ödülden ayırmayın ve dayanın demeye geldim. | TED | وأكثر من أي شيءٍ آخر ، لاؤلئك الذين يشاطرونني في هذا ، أتيت لأقول لكم ببساطة أبقوا الهدف نصب عينيكم ، اصبروا. |