ويكيبيديا

    "ödüle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الجائزة
        
    • جائزة
        
    • المكافأة
        
    • الجوائز
        
    • الغنيمة
        
    • لجائزة
        
    • للجائزة
        
    • جائزه
        
    • بالجائزة
        
    • بجائزة
        
    • الجائزةِ
        
    • المُكافأة
        
    O ödüle ihtiyacım var ve Emma'nın gitmesine izin veremezdim. Open Subtitles أَحتاجُ تلك الجائزة الماليةِ الداعرةِ وأنا ما كُنْتُ سأَتْركُ إجازتَها.
    Ne mutlu ki, ödüle layık görülen neredeyse herkes onu kabul etti. TED لحسن الحظ بالنسبة لنا، الجميع تقريبا من الذي عرضت عليه الجائزة يقرر أن يقبل.
    ödüle layık gördüğüm filmi açıklıyorum Wielice Film Kulübünden Filip Mosz'un "Yıldönümü" filmi. Open Subtitles أوصي بتقديم الجائزة ... ... اليوبيل لفيليب موسز , من نادي ويليك السينمائي
    Gina, bu benim için büyük bir gece. ödüle adayım. Open Subtitles جينا ان هذة الليلة مهمة بالنسبة لى انا سوف اتسلم جائزة
    ödüle dayalı öğrenme süreci, pozitif ve negatif teşvik olarak adlandırılır ve şu şekilde devam eder. TED عملية التعلّم هذه المبنية على المكافأة وتُسمى التعزيز الإيجابي والسلبي، وتبدأ أساساً بما يشبه هذا.
    Mars hükümetinin önerdiği 300 milyonluk olağanüstü ödüle yoğunlaşacağız. Open Subtitles وذلك بسبب الهدف الرئيسي لك يا صائدو الجوائز وايضاً لانها تساوي 300.000.000 ولونج
    ödüle bu kadar yaklaşıp, elinden kaçması berbat olmalı. Open Subtitles سيء أليس كذلك؟ أنت تكون على مقربة من تلك الغنيمة وتطير من بين يديك
    Hayır, hayır. ödüle aday gösterildin. Open Subtitles لا ، لا ، لقد تم ترشيحك لجائزة
    Böyle bir ödüle asla karşı koyamaz. Open Subtitles مثل هذه الجائزة التي هو ما تمكن أن يقاوم. هو سيحاول حتما سله.
    Ben iki numarayım, ama ikinci ödüle razı olmayacağım. Open Subtitles أنا رقم اثنين.. لكنني لن أنتظر الجائزة الثانية
    Ortak olabiliriz ve büyük ödüle gidebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نكون شريكين والذهاب على الجائزة الكبرى.
    Ortak olabiliriz ve büyük ödüle gidebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نكون شريكين والذهاب على الجائزة الكبرى.
    Başka bir deyişle sürekli ödüle odaklanmış durumdayız. ve namaz bunu hatırda tutar. Open Subtitles كما يقول المثل نضع أعيننا على الجائزة والصلاة هى التذكرة
    ... ve daha iyi bir ödüle göz dikmediğin sürece... Open Subtitles وليسَ جيداً لك، يجبُ أن تركز على الجائزة.
    Ona yardım edebiliriz. ödüle ne dersiniz? Open Subtitles يمكننا مساعدتها ماذا عن عرض جائزة ؟
    Tabi, tabi ki "Nokta "i"" ödüle aday olduğu için çok heyecanlıyız. Open Subtitles بالطبع نحن سعيدين.. فيلم"ضع نقطة النون" تم ترشيحه لنيل جائزة الليلة
    O'na verilen güce ve ödüle inanıyorum. Open Subtitles أنا أؤومن بأن القوة و المكافأة المُعطَون له
    - Annenle babana onca ödüle rağmen, BlueBell'in Başkanı olmanın kariyerimin en önemli başarısı olduğunu söylüyordum. Open Subtitles لقد كنت اقول لوالديك للتو بغض النظر عن هذه الجوائز كوني عمدة بلوبيل هو الحدث المميز بمسيرتي
    ödüle bakıyorum şu anda. Open Subtitles أنا أرى الغنيمة ..
    Evet, kafana konan ödüle ihtiyacım var. Kardeşin seni gördüğüne çok-- Open Subtitles أجل، أنا بحاجةٍ لجائزة رأسك أخيك سيكون مسروراً جداً لرؤية...
    Uzaklaşmayı ödüle karşı bariyer olarak kullanıyorsun. Open Subtitles ستظل صندوق مغلق مثل السد للجائزة
    Sanırım bu ödüle layık bir hareket, değil mi? Open Subtitles افترض ان هذه جائزه تقدر بمكافاه
    Bizim hala bu ödüle layık olduğumuza ikna olması gerekiyor. Open Subtitles عليه أن يكون مقتنعا بأننا نستحق الفوز بالجائزة
    - Bir reklam ödülü kazanmalı demiyorum ama özellikle elma odaklı reklamlar için bir ödüle aday olabilir elbette. Open Subtitles أنا لا أقول بأن عليه أن يفوز بجائزة الإعلانات.. ولكنه من المؤكد بأنهُ سيُرشّح لإعلانات التفاح على وجه التحديد.
    Belki akşam yemeğini bırakıp... hemen ödüle geçebiliriz. Open Subtitles لَرُبَّمَا نحن يَجِبُ أَنْ فقط نَطْفرُ بقيّة العشاءِ... ويَتّجهُ يميناً إلى الجائزةِ.
    Kendi kendimi teslim ediyorum, yani o ödüle talibim. Open Subtitles حسناً، أنا جلبتُ نفسي إليك وأطالب بتلك المُكافأة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد