Menajerin bana borcunu ödeyebilmek için tüm hesaplarını boşalttı. | Open Subtitles | مدير أعمالك استنفذ كل حساباتك محاولاً تسديد دينه لى |
Bizim Ae Ra... senden boşandıktan sonra tüm borçlarını ödeyebilmek için gece gündüz bilmeden çalıştı! | Open Subtitles | ابنتي اي را ، بعد إنفصالها عنك حاولت تسديد كل الديون لقد عملت بجد لدرجة لم تكن تعرف ما إذا كان الوقت نهاراً أم ليل |
Bir masanın arkasında çürüyerek tüm bunların parasını ödeyebilmek için yüksek maaşlı bir iş bulayım diye mi? | Open Subtitles | لِذا عليّ أن أقوم بعمل مكتبيّ في مكان ما لأدفع ثمن كل هذا؟ |
Gelecek senenin masraflarını ödeyebilmek için yeterli parayı kazanacağım. | Open Subtitles | سأحصل على مالٍ كافٍ بالعمل على ذلك المنزل لأدفع للسنة القادمة كلها, لذا... |
Kızı Tutti'nin sorumluluğunu almak için Wayan her şeyi satmak zorunda kalmış. Avukatın ücretini ödeyebilmek için banyo paspasını bile. | Open Subtitles | لتحصل على حضانة أبنتها توتى عليها أن تبيع كل شىء حتى الأثاث لتدفع للمحامى |
Bunca yıl mortgage'ı ve dosya masraflarını ödeyebilmek için ipotek ettiriyormuş. | Open Subtitles | كانت تعيد تمويلها طيلة تلك الأعوام .فقط لتدفع الرهن و مصاريف التشغيل |
Faturaları ödeyebilmek için tüm yapmamız gereken gerektiği kadar ürünü satmak. | Open Subtitles | ، كل ماعلينا فعله هو أن نبيع مايكفي من المحصول لندفع فواتير هذا الشهر |
Dün, kirayı ödeyebilmek için yüzüğümü rehin verdim. | Open Subtitles | لقد رهنت خاتمي بالأمس من أجل دفع الايجار |
Çok sık insanlara satılırlar ve daha sonra insanlar borç içinde tasfiye ederler ve borçlarını geri ödemek zorunda kalırlar, ve bazen borçlarını geri ödeyebilmek için mülklerini satmak zorunda kalırlar. | TED | فهي في معظم الأحيان تباع للناس، ثم ينتهون بالديون وعليهم تسديد الديون وفي بعض الأحيان عليهم بيع ممتلكاتهم كي يستطيعوا تسديد الديون. |
Borçlarını ödeyebilmek için arkadaşlarıyla beraber yaşaması benim için ne kadar zordu biliyor musun ? | Open Subtitles | وبينما كانت تعيش مع صديقتها هل تعرف كم كان صعباً بالنسبة لي رؤيتها بتلك الحال ...تسديد تلك الديون ؟ |
Pazartesi, çarşamba ve cumaları kiramı ödeyebilmek için ders verirken bir yandan da borsa gömlekçiliği yapıp, çalışmam için bilgi topluyorum. | Open Subtitles | إني أقوم بالتدريس أيام الاثنين، والأربعاء، وبعض أيام الجمعة لأدفع الإيجار بينما أتاجر في الصباح وأدرس -لـ "سيريز ٧" |
Okul ücretini ödeyebilmek. | Open Subtitles | لأدفع رسوم التعليم |
Dans derslerimi ödeyebilmek için ekstra mesai yapması beni çok üzüyor. | Open Subtitles | وذلك يقتلني، تعمل لساعات إضافية لتدفع ثمن دروسي للرقص. لحظة... |
Kirayı ödeyebilmek için, Fasulye Bebekler'ini mi sattın? | Open Subtitles | بعتَ دماكَ لتدفع الإيجار؟ |
O bir yakut döşemeli hançerdi, Paul'un yenileme ameliyatını ödeyebilmek için 3.sezonun finalinde Lily'nin rehin alınmasında kullanılan hançerin kopyası. | Open Subtitles | كان خنجر مرصع بالجواهر نُسخة طبق الأصل من الذي قامت (ليلي) بالمسلسل .برهنه بنهاية الموسم الثالث لتدفع ثمن (العملية الجراحية لـ (بول |
Bunları ödeyebilmek için Avrupa'da iyi bir sonuç almalıyız. | Open Subtitles | نريد خطىً ثابتة في أوروبا لندفع ثمن هذا |
Sanırım, bilek ameliyatı ödeyebilmek için kanepeyi Airbnb'ye koyabiliriz. | Open Subtitles | اعتقد بأنه يجب علينا وضع الأريكه في موقع "أير بي أن بي" لندفع تكاليف عملية رسغك |
Kiramı ödeyebilmek için Akdeniz temalı vejeteryan bir hayvan restoranında çalışıyorum. | Open Subtitles | من أجل دفع الإيجار انا أعمل في مطعم البحر الأبيض المتوسط النباتي للحيوانات الأليفة |
Sırf kan parasını ödeyebilmek için... ailesini evsiz bırakıyor. | Open Subtitles | من أجل دفع المال لإعدام الفتى؟ |