Acı gerçek şu ki, kirayı ödeyen ruh çağırma tahtası ve tavşan ayağı. | Open Subtitles | الحقيقة الحزينة , أويجا يستقلّ وأقدام الأرانب ذلك الذي يدفع الإيجار حول هنا |
Kirayı ödeyen o olmasına rağmen ondan gitmesini nasıl istersin? | Open Subtitles | كيف تسألها ان تخرج بينما هي من يدفع الايجار هنا؟ |
Ama o, Bay Gondo'nun kendisine, fidyeyi ödeyen kişiye... hayatını mahvedecek bir karar verdirtti. | Open Subtitles | .. و لكنه أعطى السيد كوندو الذي دفع الفدية عقوبة المؤبد |
Pembe Panter çalındığı için hükümetin talebi olan 12 milyon dolar ödeyen sigorta şirketleri, onlar ne yağmuruna tutacak? | Open Subtitles | وشركات التأمين الذي دفع مطلب حكومتنا 12دولار مليون لسرقة النمر الوردي |
Temiz Su Hareketi, yerine getirilemeyen bir söz ve bunun bedelini ödeyen çocuklarımız. | Open Subtitles | قانون المياه النظيفة هو وعد لم يتحقق و أولادك هم من يدفعون الثمن |
Ben de seni bırakmak istemiyorum ama burada kalmayı karşılayabilsem bile yeteri kadar ödeyen bir oyunculuk işini asla bulamam. | Open Subtitles | أنـا لـاـ أريد أن أتركك كذلك ، لكن حتي إن إستطعت البقاء هنا لن أجد أبداً مهنـة تدفع تكاليف إقامتي |
Kendi çalışmaları engellenmiş olabilir ama ödeyen herkes için çalışırlardı. | Open Subtitles | تقوم بعمل لا يُمكن رفضه وتعمل لأى شخصُ يدفع أكثر |
Çok komik, çünkü sözde alkolikler ev kredisini ödeyen kişiler oluyor. | Open Subtitles | المضحك أن ما جاء بالكحول هذا هو الذي يدفع الإيجار العقاري |
Mutfaklarda çalıştım. Ama daha önce bu fiyatı ödeyen hiçbir yerle karşılaşmadım. | Open Subtitles | لقد عملت في المطاعم لم أرى أي أحد يدفع مثل هذه الأسعار |
ödeyen ben olduğuma göre, aslında benim zamanım, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، كوني مَن يدفع يعني أن الوقت مُخصص لي، صحيح؟ |
Acaba bir şeften her şeyin parasını ödeyen adama bir jestiniz var mı? | Open Subtitles | أنت هل لديك شيءٌ من طاهٍ إلى رجل الذي يدفع ثمن كل شيء؟ |
Delores Purdy'nin kürtaj parasını ödeyen adamın! | Open Subtitles | اسم الرجل الذي يدفع لكي حتى تجري عملية الإجهاض لديلوريس بيردي |
Bu blokta kablolu tv için para ödeyen tek adam benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد الذى دفع لقاء محطات الكيبل فيهذاالحي. |
Peki, yeni mutfağın parasını ödeyen kocama "Çok yaşa" yok mu? | Open Subtitles | ما رأيكم بتشجيع زوجي الذي دفع تكاليف مطبخنا الجديد؟ |
Makbuzu kaybetmemi sağlayacak kadar çok para ödeyen birisi. | Open Subtitles | شخص ما دفع لي الكثير من النقود لأفقد احترامي |
Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden bedel ödeyen insanlar var. | TED | وحصلت هذه الأشياء مجاناً بسبب مظهري، وليس بسبب شخصيتي، وهناك أشخاص يدفعون ثمناً لمظهرهم لا لشخصيتهم. |
Yüzde doksanının sahibi size kira ödeyen zavallılar. | Open Subtitles | تسعون بالمائة من مالكوها ممن كانوا يدفعون الإيجار لك |
Yüzde doksanının sahibi size kira ödeyen zavallılar. | Open Subtitles | تسعون بالمائة من مالكوها ممن كانوا يدفعون الإيجار لك |
Ben vergi ödeyen bir vatandaşım ve Genç Kadınlar İş Derneği'nin üyesiyim. | Open Subtitles | انا مواطنه تدفع الضرائب وعضوه بمنظمة أعمال النساء الصغار |
Evet, sınırsız ziyaret isteğimin... bu kurumun ve onun masraflarını ödeyen vergi mükelleflerinin omzuna... nasıl bir yük yükleyebileceğinin farkındayım. | Open Subtitles | نعم أنا متفهم قانون الزيارات المحدودة في هذا الموقف فالناس تدفع |
Vergi ödeyen vatandaşlarımızın endişelerini anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم إهتمام دافعي الضرائب بهذا الأمر |
Söyle bakalım Komodor. Neden kiralarını aksatmadan ödeyen tipler, hep acayip tiplerdir? | Open Subtitles | لماذا دائماّ غريبى الأطوار من يقومون بالدفع بموعده؟ |
Grindle'ın düşük yaptırması karşılığı para ödeyen tüm erkeklere. | Open Subtitles | جميع الرجال الذين دفعوا لغريندل لحالات الأجهاض |
İçine kapanık, kirasını bir hafta önceden ödeyen bir tipmiş. | Open Subtitles | لا يختلط بأحد، ويدفع الإيجار، قبل موعده بأسبوع دائماً |
Fidyeyi ödeyen ilk ebeveyn çocuklarını geri getirir. | Open Subtitles | الوالد الأول ليدفع الفدية ليستعيد أطفاله |