Majestelerinin ahmak bir hizmetkarıyım. Av peşindeyken öfkemin gözümü kör etmesine izin verdim. | Open Subtitles | أنا خادم أحمق للملك، إذ أنّي أترك غضبي يهمن عليّ بينما أصيد طردتي. |
öfkemin 11. yaşında, her çocuk için eğitimin ne kadar önemli olduğunu farkettiğimde, aklıma kullanılmış kitapları toplayıp ve fakir çocuklara yardım etmek geldi. | TED | غضبي في سن 11، عندما أيقنت كم التعليم مهم لكل طفل ، خطرت لدي فكرة لجمع الكتب المستعملة ومساعدة أفقر الأطفال. |
Diğerleri eşinizi yani kuzenimi öldüren o barbarların çok yakında öfkemin ağırlığını duyacaklarını temin ediyorlar. | Open Subtitles | فلتكوني واثقة ان البربريين قاتلو زوجك وابن العم سوف يحسون قريبا بمدي غضبي |
Onu seviyordum. Fakat ben hala daha öfkemin etkisi altındaydım. | Open Subtitles | أحببتهُ، لكنني مازلتُ إنغمس .في غضبي الخاص عليه |
Ne öfkemin, ne de sizi hor görmemin umurunuzda olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن غضبى لا يعنى شيئا بالنسبة لك , آنسة آن كاي ولا حتى إزدرائى |
Sizi ilk gördüğümde, öfkemin beni yönetmesine izin verdim, ve hayatınızı tehdit ettim. | Open Subtitles | عندما رأيتكَ، تركت غضبي يسيطر علي، وهددت حياتكَ |
Bilesin, öfkemin uçlarını önümüzdeki gün ve haftalara dağıtıyorum. | Open Subtitles | كل سوف أصفي غضبي في الأيام والأسابيع التالية |
Gurur ve öfkemin beni nerelere sürüklediğini... ne hallere düşürdüğünü gördüm. | Open Subtitles | إلي أين غضبي وفخري أخذني، إلى أي مدى وقعت. |
Adam resmen dallama ama öfkemin kaynağı boşanmamın suçluluğundan. | Open Subtitles | لكن غضبي كان بسبب شعوري بالذنب تجاه طلاقي |
Kocam aptal bir savaşta ölünce ben de öfkemin sesi haline dönüştüm. | Open Subtitles | ثم توفي زوجي في تلك الحرب الغبية وحدث أنني كنتُ أعبّر عن غضبي |
Hayattayken, öfkemin odak noktasında o vardı. | Open Subtitles | بوجوده حيًّا، كان الهدفَ، ما أصبّ عليه جام غضبي. |
Düşmanlarımın gözümün içine bakıp öfkemin derinliğini görmesini seviyorum. | Open Subtitles | إنّي أحبّ أن ينظر أعدائي في عينيّ ويرون عمق غضبي. |
öfkemin geçici bir dönem olduğunu düşünmen beni çileden çıkarıyor. | Open Subtitles | أشعر بالغضب العارم لأنكِ تظنين أن غضبي العارم هو مجرد مرحلة عابرة |
Ama öfkem ne kadar gerekçelendirilmiş de olsa, hayatım boyunca, her zaman öfkemin bir abartı olduğunu anlamaya yönlendirildim, beni kaba ve sevimsiz gösterecek yanlış bir tasvir. | TED | ولكن بغض النظر عن مدى تبريري لغضبي، طوال حياتي، دائمًا ما أُوهمت أن غضبي مبالغ فيه، أنه مُشوِّه، وأنه سيجعلني وقحة وغير محبوبة. |
öfkemin biraz nefeslenmesi lazım. | Open Subtitles | يحتاج غضبي لأن يلتقط أنفاسه. |
Evet, ikinci söylediğin öfkemin en büyük sebebidir. | Open Subtitles | نعم، والأخير يملأ معظم غضبي |
Sadece öfkemin zamanla azalacağından korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن يتلاشى غضبي مع الزمن. |
Çok zor zamanlar geçirdim, bu nedenle öfkemin yerini nefret aldı. | Open Subtitles | أنا أكره تجاوزات غضبي |
Ne yapıyorsun şimdi? öfkemin orta yerindeyim. | Open Subtitles | أنا فى منتصف غضبي الأن. |
Benim öfkemin nedeni, kıskançlık ve benim şüphem, benim sevgimden. | Open Subtitles | أن سبب غضبى وشكى هو حبى لك |
Şu anki öfkemin sebebi bu değil. | Open Subtitles | ليس هذا هو سبب غضبى الآن |