| Bu ölçüm, Julie'nin doktorundan aldığı değerdir. | TED | .هذا هو القياس الذي قاسته في عيادة طبيبها |
| ölçüm, ilerlemenin ve bilimin canıdır. | TED | القياس هو شريان الحياة بالنسبة للعلم والتقدم. |
| İdeal olarak bunlar son derece düşük maliyetli olmalı böylece çokça sensörden çokça ölçüm alabiliriz. | TED | ومثالياً، ينبغي أن يكونا بتكلفة جد منخفضة لنتمكن من أخذ الكثير من القياسات بواسطة العديد من أجهزة الاستشعار. |
| Eğer bu işe yararsa, aynı ölçüm ilkesini Antarktika'da uygulayabilmeliyiz. | TED | وعليه، إذا نجح الأمر، سيكون بمقدورنا تطبيق نفس مبدأ القياسات في القطب الجنوبي. |
| Hadi McGee, çizimler için ölçüm almama yardım et. | Open Subtitles | هيا يا ماكجي ، سـاعدني في أخذ قياسات الجثة لرسمها |
| Gideceğimiz noktaya kadar ölçüm yapacağız. | Open Subtitles | سوف نتبع القراءات أينما ذهبنا , لو أن المفاعل قد تحطم |
| Bu fiziğin çalışma şeklidir: Tek ölçüm dahi bizi evrenin yeni bir anlayışına doğru bir yola sokabilir ya da bizi çıkmaz bir sokağa gönderebilir. | TED | هكذا تعمل الفيزياء: قياس واحد قد يضعنا على الطرق الى فهم جديد للكون أو قد يرسلنا الى طريق مسدود. |
| A.B. renk kodlu bu ölçüm bantlarını nasıl kullanacağını öğrenmişti, yetersiz beslenme teşhisi için kolun üst kısmına sarılıyordu. | TED | كان إي بي قد تعلم للتو كيف يستعمل أنبوب القياس الملون هذا الذي يجب لفه حول الذراع الأعلى للطفل لتشخيص سوء التغذية. |
| Bütün aklı başında adamlar ölçüm yaparken, bu etkiden korunmak gerektiğini bilir. | TED | ومعظم الناس المسؤولين الذين يقيسون درجة الحرارة يعرفون أنه عليك تحصين جهاز القياس من ذلك. |
| Yangınla ve ölçüm kabı ile ilgili her şey o günlükte olmalı. | Open Subtitles | كل شيء بخصوص الحريق و كوب القياس سيكون بهذه المذكرات |
| ölçüm şeylerinden vardır herhâlde. | Open Subtitles | اعتقد انهم لديهم احد خرطيم القياس لمثل هذه الاشياء |
| Asıl zorluk ise, böyle bir ölçüm yapmaktaydı. | Open Subtitles | والصعوبة كانت في الواقع في عمل مثل هذا القياس. |
| Üç roketin de ölçüm verilerini analiz ettik. | Open Subtitles | قمنا بتحليل بيانات القياس على كل الثلاث منصات |
| Gördüğünüz gibi etkileyici bir liste, ve liste aslında bundan çok ama çok daha uzun çünkü yapılacak daha bir sürü ölçüm var. | TED | وكما ترون فهي قائمة غنية ومثيرة، ولا يزال هناك الكثير الكثير مما سنكتشفه، حيث سنقوم بالمزيد من القياسات. |
| ölçüm yapmak için paspas ve sari kumaşı kullandılar. | TED | استخدمن السجاد والسواري لمعرفة القياسات. |
| Ve bilim insanları uçakta ölçüm yapabilmeleri için bütünüyle emniyette olmaları gerekiyor. Hayal edebileceğiniz gibi, | TED | لذا فيجب أن يكون العلماء مربوطين بشكل ٱمن وكامل لكي يأخذوا القياسات من على متن الطائرة. فكما تتخيلون٬ |
| Pansiyon için ölçüm almak için bir ya da iki kez çıkmışımdır. | Open Subtitles | لقد كنت هناك مرة او مرتين لآخذ قياسات المبيت و الإفطار |
| Adli tıptan yara ölçüm raporu gelmeden kesin bir şey diyemem. | Open Subtitles | -أداة طعن ما لن نتأكّد حتّى نستلم قياسات الجرح من الطبيب الشرعيّ |
| ölçüm almak üzere ilerliyorum. | Open Subtitles | و الرحيل من هنا ، إتفقنا أنا أتحرك للحصول على القراءات |
| Derimize bağlanan başka sensörleri denedik ve hepsi fazla hareket ediyordu. Böylece, iyi bir ölçüm yapabilmek için bu yöntemin en güvenilir yol olduğu sonucuna vardık. | TED | ألقينا نظرة على أجهزة استشعار أخرى والتي يتم الصاقها بجلدك، وببساطة فهي كثيرة الحركة، لذلك وجدنا أن هذه هي الطريقة الوحيدة الموثوقة للحصول على قياس جيد. |
| Bir mağara haritası yapmak için, mağaranın içinde her bir kaç fitte bir ölçüm istasyonu kurmak zorundasınız ve bu istasyonlar arasındaki mesafeyi ölçmek için lazer kullanılırsınız. | TED | لصنع خريطة كهف، عليك أن تعدّ محطات مسح كلّ مسافات قصيرة داخل الكهف، و تستعمل ليزرا لقياس المسافة بين هذه المحطات. |
| Onlar da hortumun her yerinden aynı anda ölçüm alacak. | Open Subtitles | وتقوم معا بقياس كل جزء من الاعصار |
| Eminim Taggart süper-doğru lazer ölçüm aleti benzeri bir fikirle ortaya çıkacaktır. | Open Subtitles | .. أنا متأكد بأن يحضر "تاغرت" نوعاً من المقاييس الليزرية فائقة الدقة |
| Uzak Uzay Radar ölçüm Analizi. | Open Subtitles | تحليل الفضاء البعيد بواسطة رادار المسافات البعيدة |