ويكيبيديا

    "ölçen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لقياس
        
    • يقيس
        
    • قياس
        
    • بقياس
        
    • تقيس
        
    Bu 12 bileşenin her biri için, ülkelerin nasıl performans gösterdiğini ölçen göstergelerimiz var. TED ولكل من ال12 مكون، لدينا مؤشرات لقياس أداء الدول.
    Sürekli çıktıya dayanarak performansı ölçen bir sistemdi bu. TED كان نظامًا لقياس أداء العاملين بحسَب استمرارية وثبات الإنتاج.
    Bilinçsiz ön yargıyı ölçen gizli çağrıştırma testini, internete girip yapabilirsiniz. TED اختبار الارتباط الكامل، الذي يقيس انحياز العقل الباطن، بإمكانك أن تتصل بالإنترنت وتأخذه.
    Kepler, yıldızların önünden gezegen geçtiği zaman oluşan, bize ulaşması gereken ışık miktarındaki hafif azalmayı ölçen bir uzay teleskobudur. TED كبلر هو تلسكوب فضائي يقيس الظلام الباهت للنجوم، عندما تمر الكواكب أمامهم، يحجب قليلًا من الضوء من الوصول إلينا.
    Kuantum etkilerini ölçen cihazlar yüksek hızda sonsuz akışta rastgele numaralar üretebilir. TED أجهزة بإمكانها قياس التأثيرات الكمية تستطيع إصدار عدد لا منتهٍ من الأرقام العشوائية بسرعة عالية.
    Midemizdeki besin hacmini ölçen esneme reseptörleri var. Open Subtitles و هذا يتضمن مستقبلات الإمتداد للمساعدة بقياس الحجم الكامل للطعام في معدتنا.
    Tamam. Balıklarını beslemeyen bir çiftlik. Başarısını avcılarının başarısına göre ölçen bir çiftlik. TED حسناً , مزرعة لا تطعم أسماكها .. ومزرعة تقيس نجاحها .. على مدى نجاح مفترسي أسماكها
    Yalnızca yaratıcı çalışmalarımızı ölçen güncel modellerin mantıksız olduğunu söylüyorum. TED ولكنني فقط أقول أن النماذج المُستخدَمة حاليًا لقياس مقدار عملنا الإبداعي لا فائدة منها.
    Radyasyonu ölçen Geiger sayacımın dozimetresi çılgına dönmüştü ve yaklaştıkça sayacım daha çılgın ve telaşlı hale geliyordu. TED عداد الجايجر الخاص بي، والذي يستخدم لقياس الإشعاع كان هائجا، و كلما اقتربتُ، كلما زاد هذا الرقم بشكل هائل كان مسعورا. يا اِلهي.
    Akıllı bileklikler gibi değil, belki bazılarınızda vardır kalp ritminizi ve attığınız adımları sayan ya da uyku aktivitenizi ölçen aletlerden değil. TED وهي لا تشبه متعقب اللياقة البدنية الذي قد يرتديه بعضكم لقياس معدل ضربات القلب أو عدد الخطوات التي مشيتها، أو حتى نشاط النوم.
    Bu, nefesinizdeki etanol yoğunluğunu ölçen ve bu halde araba kullanmanın iyi bir fikir olup olmadığına karar veren bir alkol ölçerdir. TED هذا جهاز كشف عن نسبة الكحول بواسطة التنفس يستخدم هذا الجهاز لقياس نسبة الإيثانول الموجودة في نفسك وتحديد ما إذا كانت قيادتك بهذه الحالة فكرة صائبة؟
    Toplumun sayısal becerilerini ölçen bir anketti bu. TED كان الاستطلاع يقيس مستوى الإلمام بعلم الحساب بين السكان.
    Arabada kilometreleri ölçen şeyi bilir misin? Open Subtitles أنت تعرف هذا الشيء في السيارة الذي يقيس الأميال؟
    Hayati bulgularını ölçen makineyi kapattığımda Open Subtitles عندما أطفئ الجهاز الذي يقيس إشاراتك الحيوية
    Sadece çıkarları ölçen bir sistemde faaliyet gösteren şirketler, bu dönem, bir önceki dönemden daha iyiyiz demek dışında bir şey yapmaya pek niyetli değil. Open Subtitles تعمل في النظام الذي يقيس الفوائد فقط، الشركات لديها حافز للقيام أي شيء آخر للقيام بذلك في هذا الربع أفضل من الماضي.
    Bilgi toplayan ve bazı parametreleri ölçen bazı Arduino topları var. TED هناك بعض كرات الأردوينو القادرة على جمع البيانات ونوعا ما قياس بعض المتغيرات.
    Böylece, elektronik direnci ayarlayarak baskıyı ölçen bir devre tasarlayabildim. TED علاوة على ذلك، يجب أن أصمم دائرة لتقيس الضغط عن طريق قياس المقاومة الكهربية.
    Alnında kablolarla beyin aktivitelerini ve ve kafa içi basıncını ölçen iki küçük delik var Open Subtitles يوجد هناك ثقبين صغيرين في جبينها من خلال قياس نشاط الدماغ والضغط داخل الجمجمة
    Ve zamanla ilgili öyle bir takıntıya dönüşmüş ki aşırı matematiksel kesinlikle zaman ölçen cihazlar yapmaya başlamış. Open Subtitles وأطلقت هاجسا مع الوقت، لدرجة أنه قام ببناء أجهزه التي تقوم بقياس دقة رياضيه إستثنائيه
    Bilmem biliyor musunuz ama o ereksiyon sırasında ses dalgalarını ölçen ilk kişiydi. Open Subtitles لا أعلم أن كنتي تعلمين بذلك و لكنه أول رجل... يقوم بقياس الأمواج الصوتية التي تظهر نتيجة الأنتصاب.
    Hem oşinografik, hem de atmosferik tüm kilit değişkenleri ölçen bilim sınıfı sensörlerle yüklü ve canlı yayın uydusu bu yüksek çözünürlüklü veriyi gerçek zamanlı olarak kıyıya aktarıyor. TED محمّلين بمجموعة من أجهزة الاستشعار العلمية التي تقيس شتّى المتغيرات الأساسية، الخاصة بكل من المحيط والجو، وتنقل وصلة الأقمار الصناعية المباشرة هذه البيانات عالية الدقة عودة للساحل إبانها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد