Ve görünüşe göre ani bir ölüm için mesaiye kalacağız. | Open Subtitles | يبدو أننا سنذهب لموت إضافى من الموت المفاجىء. |
Evet, Bree zarif bir ölüm için gereken her şeye sahipti. | Open Subtitles | نعم بري كان لديها كل ما تحتاجه لموت راقي |
Ülkesine hizmet edenler daha ilk nefeslerinde ölüm için geri sayıma başlamışlardır. | Open Subtitles | أولئكَ الذين يخدمون وطنهم يبدأ العد التنازلي لموتهم مِن أوّل نفسٍ لهم |
Ülkesine hizmet edenler daha ilk nefeslerinde ölüm için geri sayıma başlamışlardır, Zafar. | Open Subtitles | أولئكَ الذين يخدمون وطنهم يبدأ العد التنازلي لموتهم مِن أوّل نفسٍ لهم، يا (زافار) |
Dua et. Hızlı ve acısız bir ölüm için. | Open Subtitles | قم بالصلاة لموتٍ سريعٍ وغير مؤلمٍ |
Hızlı ve acısız bir ölüm için. | Open Subtitles | لموتٍ سريعٍ وغير مؤلمٍ |
Fakat uzun süre, ölüm için yaşadım. | TED | لكن لوقت طويل، كنت أعيش من أجل الموت. |
Saygın bir ölüm için çok fazla. | Open Subtitles | الكثير من أجل الموت بكرامة. |
ölüm için seçildim. | Open Subtitles | -أنا رجل محكوم بالموت |
- Acısız bir ölüm için mi? | Open Subtitles | لموت رحيم؟ |
Sonra da ölüm için yalvaracak. | Open Subtitles | و بعدها سيتوسل من أجل الموت |
İşkence ve eziyet gördüm, ölüm için yalvarmanın eşiğindeydim, Mary Sibley beni iblisin elinden kurtardı. | Open Subtitles | لقد تم تعذيبي لدرجة تجعلني أتوسل من أجل الموت و (ماري سيبلي) أخرجتني من هذا الشر |
ölüm için savaşıyorum. | Open Subtitles | I الكفاح من أجل الموت. |