ölüm ve yıkım barışçıl bir milletin zincirlerinden kurtulmuştur. | Open Subtitles | ظهر الموت و الدمار على أمة تعيش في سلام |
Ama Sophia'ya güvenmek sadece daha fazla ölüm ve yıkım getirir. | Open Subtitles | لكنّ الثقةَ بـ (صوفيا) لن تقودنا إلّا لمزيدٍ من الموت و الدمار |
Çok fazla ölüm ve yıkım gördü burası. | Open Subtitles | الكثير من الموت و الدمار |
Babam havlayıp vakladı çünkü senin ailenin hayvan toplumuna uyguladığı ölüm ve yıkım şekli çok moralini bozdu! | Open Subtitles | أبي كان ينبح , ويبطبط لأنه كان غاضباً عن طريق الموت و الخراب |
Bütün bu düzensizlik, ölüm ve yıkım... | Open Subtitles | يا بنت كل هاته الفوضى، و الموت و الخراب... |
Almanlar astıkları afişlerle, Müttefik saldırısının ölüm ve yıkım getireceği uyarısı yaptı. | Open Subtitles | قام الألمان بنشر ملصقات تصور أن غزو الحلفاء لن يعنى سوى الموت والخراب |
Beş atlı geliyor ölüm ve yıkım getirecekler... | Open Subtitles | الفرسان الخمسة قادمون وسيجلبون الموت والخراب علىعكس... |
- Evren çapında ölüm ve yıkım mı? | Open Subtitles | الموت والخراب بالكون؟ |
- Ailenin bıraktığı miras ölüm ve yıkım değil Kara Zor-El. | Open Subtitles | إرث والديكِ ليس الموت والخراب يا (كارا زور-إل) |
- O zaman ölüm ve yıkım olacak. | Open Subtitles | -لكنّ هذا لن يُنزل إلّا الموت والخراب ! |