İşler kötü gittiğinde, o güven, ölümle yaşam arasında ki farkı belirler. | Open Subtitles | تتعلم ان تثق بهم عندما تسوء الاشياء هذه الثقه تختلف بين الحياة والموت |
Eğer bir bisturi üzerinde elin sağlam durursa ölümle yaşam arasında milimetrelik bir çizgi olduğunda bunu kuşkusuz yapabiliyorsun. | Open Subtitles | إذاأهتزتيداكِ.. فقط بضعة إنشات بين الحياة والموت يمكنكِ القيام بهذا. |
ölümle yaşam arasında sıkışmışlar, huzuru bulamıyorlarmış. | Open Subtitles | إنها عالقة بين الحياة والموت ولا تجد السلام |
Benim kızımla senin kızın ölümle yaşam arasında sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | ابنتي وابنتك عالقون بين الحياة والموت |
Şu anda ölümle yaşam arasında bir mücadele vermekte... | Open Subtitles | يرقد بين الحياة والموت فى هذه اللحظه |
Belki de ölümle yaşam arasında sıkışmıştır. | Open Subtitles | ربما تمسكت بين الحياة والموت -كُلّ واحد مِنْك... |
Kendisine bir zamanlar Don Kişot diyen bir adam ölümle yaşam arasında yatarken. | Open Subtitles | غرفة في ذلك البيت عندما يكمن رجل كان يدعو نفسه ...(في الماضي بالدون (كيخوتي في الظلال بين الحياة والموت |
Boiuna'da bizim ölümle yaşam arasında düşündüğümüz çizgi bulanıktır. | Open Subtitles | في (بيونا)، الخط الفاصل الذي حسبناه موجوداً بين الحياة والموت... ضبابيّ. |