Şu anda bize ölüyormuş gibi görünen yıldız aslında 30 yıl önce öldü. | Open Subtitles | ما يبدو لنا نجم يحتضر إلينا الآن حدث منذ 30 عاماً في الحقيقة |
Teğmen döndüğünde adamlarının yarısı ölüyormuş, diğer yarısıysa çoktan ölmüşler. | Open Subtitles | وعندما عاد الملازم وجد ان نصف فريقة يحتضر والنصف الاخر قد مات بالفعل. |
Sorun değil. Sanki burada biri ölüyormuş gibi sesler geliyordu. | Open Subtitles | لا بأس، إنّما بدى وكأنّ أحدًا كان يحتضر هنا. |
Evet, geri döndü ve ölüyormuş gibi bir hali var, senin yüzünden! | Open Subtitles | نعم ,لقد عاد كان يبدو كمن يحتضر بسببك |
Bizimle oynamıyormuş, ölüyormuş. | Open Subtitles | آتوود" دخل في غيبوبه" لم يكن يخدعنا إنه يحتضر |
Meğer Vazquez ölüyormuş. Karnındaki bir bıçak yarası yüzünden çok fazla kan kaybetmiş. | Open Subtitles | (فازكيز) , إتضح بأنه يحتضر نزف حتى الموت من جرح سكين في البطن |
Buz tutmuş yolda saplanıp kalmış. Neredeyse ölüyormuş. | Open Subtitles | تعلّق بذلك الطريق الثلجي، وبدأ يحتضر |
ölüyormuş sonunda. | Open Subtitles | إنّه يحتضر. وأخيرا. |
-...ölüyormuş gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه يحتضر |
Babam yaşlılıktan ölüyormuş. | Open Subtitles | والدي وهو يحتضر |
Hoyt ölüyormuş, ...ve korumasına beni görmek istediğini söylemiş. | Open Subtitles | هويت) يحتضر) وأخبر الحراس بأنه يريد أن يراني |
Kayleigh babam kanser yüzünden ölüyormuş. | Open Subtitles | كيلي) , لقد كان والدك) يحتضر أثر مرض السرطان |
Başınız sağ olsun kendisi ölüyormuş. | Open Subtitles | وخالص آسفي... يقول أنهُ يحتضر. |
Çocuk... çok zayıf düşmüş ve... ölüyormuş ve Cora... yatağının yanına oturmuş, onunla konuşup, ona şarkılar söylüyormuş... | Open Subtitles | ...ثم أصبح الفتى واهناً جدا ...و (كان يحتضر و(كورا |
Babam ölüyormuş. | Open Subtitles | أبي يحتضر |