"öldürücü" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قاتلة
• قاتل
• مميت
• القاتلة
• مميتة
• قاتله
• فتاكة
• قاتلا
• المميت
• قاتلاً
• مميته
• مُميت
• قاتلًا
• مبيد
• القاتلُ

-Onun ciğerleri temiz fakat karın bölgesinde öldürücü yaralar almış
رئتيها كانت نظيفة لكنه عانى إصابات سحق قاتلة في البطن

Az miktarda bu ilaç 2 yaşında birisi için öldürücü olabilir.
حتى جرعةً صغيرة من هذا قد تكون قاتلة لطفل بعمر سنتين

İnsanlara bunun bir çeşit öldürücü tekboynuz figürü olduğunu söyleyeceğim.
احسب اني ساخبر الناس انه نوع قاتل من وحيد القرن

Anonim öldürücü silahlar, her tür çakışan çıkarlar için kolay yol olarak ölümcül eylem yapabilirler.
الأسلحة الفتاكة المجهولة يمكن أن تجعل العمل مميت وخيار سهل لكل من المصالح المتنافسة.

Üç dakikadan az zaman içinde radyasyon öldürücü düzeye erişecek.
الإشعاع يسصل إلى المستويات القاتلة في أقل من ثلاث دقائق

öldürücü bir darbe vurduğunu hissetti. Yalnızca arkadaşına değil, kendisine de.
لقد شعر و كأنه قد ضرب ضربة مميتة ليس فقط لصديقه

Burada olma nedenim çok gerçek olan öldürücü robotlar- kendi kendini yöneten insansız hava araçları hakkında konuşmak.
أنا أتحدّث عن روبوتات قاتلة حقيقية، الطائرات القتالية ذات التحكم الذاتي.

İnsan hakları için öldürücü olan ve özellikle de kadın hakları için öldürücü olan bir fenomenle.
كانت قاتلة لحقوق الإنسان وبالتحديد لحقوق المرأة.

6 Mayıs gecesi, birkaç dakika diyebileceğimiz bir zaman dilimi içinde biri ya da birileri Bay Paradine'e öldürücü dozda zehir verdi.
فى ليلة 6 مايو, وفى خلال وقت لايتعدى دقائق هناك من دس للسيد بارادين جرعة قاتلة من السم

Doktor, kalçasındaki yaranın öldürücü bir yara olmuş olması gerektiğini söyledi.
يقول الطبيب أن الجروح داخل فخذه كانت قاتلة

"öldürücü bir silahla saldırı ve silahlı soygun suçundan...
مطلوب من قبل ولاية أوهايو ..لتهديد الغير بسلاح قاتل

Hedgehog gibi yeni ve öldürücü silahlara sahiptiler[24].
كما ظهر سلاح قاتل جديد يشبه فى هيئته حيوان القنفذ

Fakat diş fırçası öldürücü bir alet değildir, değil mi? Yeterince açık.
حتى فرشاة الأسنان ليست سلاح قاتل أليس كذلك؟

Çevik kılıcının öldürücü şimşeğini saldı
♪هو يحتوي على برق غامض مميت♪ ♪مع سيفه المرعب السريع♪

Çünkü hızı ve çevikliği... gökyüzünde göreceğiniz en öldürücü şeylerden biridir.
التي تجعلها أكثر شيء مميت قد ترونه في الجو

Ayrıca keskin nişancı tüfeğiyle 2.5 kilometre öteden öldürücü vuruş yapar.
وقالت انها هي القاتلة مع قناص بندقية من بعد ميل ونصف.

Bunlar öldürücü hastalıkların bazılarıyla ilgili olağanüstü, olağanüstü değişiklikler.
تلك تحولات ملحوظة عند النظر إلى أكبر الأمراض القاتلة.

Yani içinde arsenik olabilir ama, öldürücü dozda değil mi demek istiyorsunuz?
أتعنى, انه ربما هناك زرنيخ ,ولكن ليس بجرعة مميتة ؟

Merhumu incelediğimde, öldürücü darbenin, sağ taraftan 17 derecelik bir açıyla geldiğini tespit ettim.
عندما عاينت الجثة ، كان أمرا جليا أن سبب الوفاة هو ضربة مميتة ضربة قوية من الزاوية بمقدار 17 درجة من اليمين

Önce gözyaşı bombaları ve öldürücü etkisi olmayan silahları kullanacağız.
ستكون خطوتنا الاولى هي الغاز المسيل للدموع والاسلحة الغير قاتله

Yani teknik olarak, bunlara öldürücü olmayan mermiler diyebiliriz.
وهي بالتالي مصنفة على انها أسلحة غير فتاكة

Büyük bir öldürücü olduğu Afrika'da ise tamamen görmezden gelinmiştir.
في أفريقيا – حيث تشكل مرضا قاتلا – مغضوض النظر عنها تماما

öldürücü olan bir gıda zehirlenmesi.
إنه نوع من التسمم المميت الناتج عن الأكل الفاسد.

Sadece grip de olabilir. öldürücü bir şey olması gerekmiyor.
أجل, قد يكون زكام, ليس من الضروري أن يكون قاتلاً

Muhtemelen öldürücü enjeksiyonu hangisine yapacağımıza siz mi karar vereceksiniz?
هل ستدل بإصبعك لتقرر أياً منهم سيحظى بالحقنة التي قد تكون مميته أياً كان

Sonra basit bir sınama testi olarak başlayan şey öldürücü oluyor.
حيئذٍ يكون ذلك دافع كافى لأن يتحول التغييم الى شكل مُميت.

Hoş değil ama öldürücü de değil.
ليس لطيفًا , لكن ليس قاتلًا

Bio-girişini bu spor öldürücü dalga cihazına bağlayacağım.
.سوف أغلق منفذك البيولوجي،بهذا القفل المحتوي على مبيد

öldürücü bir tavırla...
"ومظهركَ القاتلُ هذا"