O kızı öldürmediğimi bilen insanlar, çünkü o insanlar kanıtların tamamını görüyor. | Open Subtitles | أشخاص يعرفون بأنني لم أقتل تلك الفتاة لانهم إطلعوا على جميع الادلة |
Herifin biri her 15 dakikada bir gelip kendimi öldürüp öldürmediğimi kontrol ediyor. | Open Subtitles | ويأتى شخص كل 15 دقيقة ليتأكد اننى لم أقتل نفسى |
Garza'yı öldürmediğimi söylersem bana inanmanı beklerim. | Open Subtitles | يجب أن تصدقيني عندما أقول بأنني لم أقتل غارزا |
İyi, iyi çünkü hepsi onu öldürmediğimi kanıtlıyor. | Open Subtitles | جيد ، جيد لأن كل هذا يُثبتُ أني لم أقتله. |
öldürmediğimi söylersem inanır mıydınız? | Open Subtitles | هل ستصدقنى إذا قلت أننى لم أقتله ؟ |
Bu inanılmaz. Kaset kızın bana şantaj yaptığını ve onu öldürmediğimi kanıtlıyor. | Open Subtitles | هذا رائع ، المسجل الذي إعتادت إبتزازي به ، هو الذي يثبت أنني لم أقتلها |
Sakıncası yoksa artık eve gidip... eşime o çifti öldürmediğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | ان لم تكونوا تمانعون ارغب بالذهاب للمنزل الان و اخبار زوجتي أنني لم أقتل أولئك الثنائي |
Kimseyi öldürmediğimi biliyorsun, Sweets. Şu anda yaptığın, sadece üzerimde çalışmak. | Open Subtitles | أنتَ تعرف أني لم أقتل أي أحد, لذا الذي تفعلهُ الآن أنتَ تدرسني |
Birini öldürmediğimi bildiğin gibi. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي وثقت بها أنني لم أقتل أحد |
Yapma, adamım, o herifleri benim öldürmediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | بربك يا صاح، تعلم أنّني لم أقتل هؤلاء الأشخاص |
Bak, bu fayton sürücüsünü öldürmediğimi ispatlasak bile, bana tuzak kuran adamı yakalamalıyız. | Open Subtitles | انصتي ِ، حتى لو أثبتنا بأنني لم أقتل قائد العربة، علينا أن نحاول القبض على ذلك الشخص الذي حاول الايقاع بي |
Ben gittikten sonra polisle görüşürsen lütfen onlara Oh Mi Sook'u benim öldürmediğimi söyle. | Open Subtitles | وإذا قابلتِ الشرطه بعدما أرحل ، أرجوكِ أخبريهم بأني لم أقتل أوه مي سوك |
Diğerleri Hayaleti öldürmediğimi çünkü Hayalet'in öldürülemez olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فيما يعتقد أخرون أنني لم أقتل الشبح لأنه شيء غير قابل للقتل |
Doğruyu, oğlunu öldürmediğimi söyle. | Open Subtitles | قل لها ان هذا غير صحيح أنا لم أقتل ابنها لا يمكن أن أفعل ذلك |
Bu şeyle bir ziyaretçiyi öldürmediğimi nereden bileceğim? | Open Subtitles | كيف أعلم أني لن أقتل ضيف في هذا الشيء؟ |
Bunun onların fikirlerini değiştirmeyeceğini biliyorum fakat annemin, o çocukları benim öldürmediğimi bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | -أعرف أن ذلك لن يغير رأيهم ولكننى أريد لأمى أن تعلم أننى لم أقتل أحد |
Onu öldürmediğimi buradan anlamalıydınız. | Open Subtitles | -بهذه الطريقة يجب أن تعرفي أنني لم أقتله |
Onu öldürmediğimi zaten söyledim. | Open Subtitles | اسمعي، لقد قلتُ من قبل، أنا لمْ أقتله. |
Daniel'i öldürmediğimi kanıtlamak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل شيء لأثبت أنني لم أقتله |
- Bir saniye. Onu öldürmediğimi kanıtladık, ama işimiz daha bitmedi, kıyısında bile değiliz. | Open Subtitles | قد يثبت هذا أني لم أقتلها ولكننا لم ننتهِ بعد |
O kadını öldürmediğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أني لم أقتلها. من المحال أن أفعل. |
Olanları gördün. Kimseyi öldürmediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | هل تري ما يحدث في الخارج هل تعرفي انا لم اقتل احد |