| Gripten ölmek istemiştim ama bana ölmeyeceğimi söyledin. | Open Subtitles | أردت أن أموت بالإنفلونزا. لكنكِ قلتي أنني لن أموت |
| her gece bana ölmeyeceğimi söyledin durdun. | Open Subtitles | منذ تلك الليلة، لم تتوقّف عن إخباري في كلّ ليلة بأنّني لن أموت |
| Yeterlice antioksidan bedenime gittiğinden, ölmeyeceğimi garantiledim. | Open Subtitles | مواد مضادة للاكسدة كافية تجري في نظامي لضمان أني لن أموت أبدا |
| ölmeyeceğimi söylemiştin. Söz vermiştin! | Open Subtitles | لقد قلت بأني لن أموت ، لقد وعدتني |
| Bana ölmeyeceğimi söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنني لن أموت |
| Martha Stewart ölmeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | مارثا ستيورت قالت انى لن أموت |
| Bu kadar kolay ölmeyeceğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت، لن أموت بهذه السهولة |
| Birileri bana burada ölmeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | ليخبرني أحدكم أني لن أموت هنا |
| Shado hep burada ölmeyeceğimi söylerdi. | Open Subtitles | (شادو)، أخبرتني دائمًا أنّني لن أموت هنا |
| Lütfen burada ölmeyeceğimi söyleyin. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنني لن أموت هنا |