ويكيبيديا

    "öncü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • طليعة
        
    • الطليعة
        
    • المقدمة
        
    • رائد
        
    • رواداً
        
    • رائدة
        
    • رواد
        
    • الرائدة
        
    • الكشافة
        
    • المتقدمة
        
    • الرواد
        
    • في تطوير
        
    • طلائع
        
    • الرائد في
        
    Bunlar, "ağ geçidi türleri"; yani, diğer biyolojik çeşitliliğe kapıları açan öncü kuvvetler. TED وهذه الأنواع هي بمثابة بوابة طليعة الأنواع التي تفتح الباب لوحدات بيولوجية أخرى
    100 metre önümüzde sürekli bir öncü birlik bulunmasını istiyorum. Open Subtitles أريد الطليعة على بعد 100 متر أمامنا في جميع الأوقات
    Durdurduğumuz zaman sandallara binip öncü kol olarak ikimiz başı çekeceğiz. Open Subtitles بمجرد أن نوقفه سنتخذ أنا وأنت المقدمة على متن القوارب الطويلة
    O halde benim de profesyonel bir pilot yaklaşımımla birlikte Doğa Ana'nın önünde öncü olmak gibi bir tarafım var. TED فأنا لدي مقاربة طيار محترف مع احترام رائد في مواجهة الطبيعة.
    Bu nedenle sizden istediğimiz şey birleşik vatandaşların değerini tekrar keşfetmek, ve hepimizin hala birer öncü olduğumuzu ilan etmek. TED لذا نطلب منكم الانضمام إلينا لأعادة اكتشاف قيمة وحدة المواطنين وللإعلان بأننا جميعنا لا نزال رواداً
    Çin, çevreyi koruma konusunda öncü olma fırsatına sahip. TED والآن الصين لديها الفرصة لتصبح رائدة بيئية عالمية.
    Biz dünyanın, yeni bir yol çizmek için bu el değmemiş topraklara gönderdiği öncü kuvvetleriz. Open Subtitles نحن رواد العالم الحرس الذين تم إرسالهم على طريق البرية لكسـر طريق جديد
    Bana derhal rapor edin: 1) Wenck'in öncü kuvvetlerinin konumu nedir? Open Subtitles ليخبرني بالتالي فورا أولاً - أين مكان طليعة قوات وينك ؟
    Eğer filonun öncü kıtasını ateşe verebilirsek kapana kısılacaklar ve korunmasız kalacaklar. Open Subtitles لو امكننا اشعال النار في طليعة الأسطول سيُحاصرون ويصبحون اضعف
    öncü kuvvete liderlik yapmasını isteyeceğin adam benim. Open Subtitles أنا هو الشخص الذي تود منه قيادة طليعة الجيش.
    Durdurduğumuz zaman sandallara binip öncü kol olarak ikimiz başı çekeceğiz. Open Subtitles بمجرد أن نوقفه أنتِ وأنا سنصحب الطليعة على متن المراكب الطويلة
    Evet, bazıları öyle ve birkaçı da öncü konumda. TED حسنا، منهم من هم كذلك، وقليل منهم من هم حقا في الطليعة.
    Söylemeye gerek yok, öncü kuvvetlerde fazla kayıp verebiliriz. Open Subtitles من المؤكد ان الخسائر في فرقة الطليعة ستكون كبيرة جدا
    Adamlarını al ve ilk kafileyi ayır. öncü muhafızı kuşat. Open Subtitles خذ رجالك وفرق القسم الأول ,أنت حاصر حارس المقدمة
    Artık öncü uçak biziz. Open Subtitles نحن طائرة المقدمة الآن
    ve sol yukarda, GM 'nin 14 yıl önce vitrine çıkarttığı bir öncü hibrid motor dahi kullanmadan bir galon yakıt ile 84 mil gidebilen 4 koltuklu bir araba TED في الاعلى على اليسار، انجاز رائد لجي ام ، قبل 14 عام 84 ميلا للجالون دون الحوجة لمحرك هجين، ذات اربعة مقاعد
    Ve arkadaşlarınıza söyleyin burada bir daha öncü görmek istemiyorum. Open Subtitles وقولوا لزملائكم لأنني لا أريد أن أرى رواداً هنا بعد الآن
    Linç karşıtı kampanyayı başlatan öncü gazeteci Ida B. TED كانت هناك رائدة علم الصحافة إيدا ب. ويلز، التي بدأت الحملة ضد الإعدام دون محاكمة.
    70'li yılların başlarında dünyanın öncü silah tasarımcılarından biriydi. Open Subtitles في بداية السبعينات، كان أحد رواد مصممي الأسلحة في العالم
    İnsan zihni üzerine öncü çalışmaları ile bilinen Galton, müthiş bir bilgindir. TED والذي عُرف بأعماله الرائدة في مجال الذكاء البشري، جالتون رجل ذكي واسع المعرفة.
    Bu herifler sadece öncü. Open Subtitles أنظر، هؤلاء الرجال هم الكشافة فقط، أوكي؟
    Chen ve Sedo, öncü tim olacaksınız. Open Subtitles . تشين و سيدو أنتما ستكونان الفرقة المتقدمة
    Evet. Çevredeki öncü sanatçılardan biri. Open Subtitles نعم، إنه أحد الفنانين الرواد الذين عاشوا هنا
    Geniş bir hasta kitlesinden toplanan algılayıcı bilgileri gelişen hasta bakımı için kullanışlı olabilir ve üstelik mümkün olduğunca hastalığa bakım için öncü olabilir. TED إذًا بيانات المستشعر، التي جمعت من عدد مرضى كبير، يمكن أن تكون مفيدة في تطوير رعاية المريض وأيضًا من المحتمل أن تؤدي لشفاء المرض.
    öncü birlikleri hâlihazırda şehrin dış mahallelerine ulaşmış sokak sokak çarpışarak ilerliyordu. Open Subtitles لقد وصلت طلائع مشاتهم بالفعل ضواحى المدينة يقاتلون فى معركة ضارية من شارع لشارع
    Bu, meşhur değer paradoksudur. öncü ekonomist Adam Smith tarafından tanımlanmıştır. TED هذا هو التناقض في القيمة، اشتهرت بهذا الوصف من قبل الرائد في الاقتصاد آدم سميث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد