Bu anlattığım, babamın ölmeden önce bana anlattığı son şakaydı. | Open Subtitles | كما ترون,تلك هي أخر نكتة أخبرها أبي لي قبل موته |
Yirmi yıI önce bana bahsettiğin slogan. | Open Subtitles | تَعْرفُةً جيداً. حَفرتَه لي قبل 20 سنةً. |
Altı ay önce bana Jeremy Darling bir otoparkta çalışacak ve bir ressammış gibi davranacaksın deseydin sana inanmazdım. | Open Subtitles | لو اخبرتني لي قبل ستة أشهر بأنني أنا , جيرمي دارلنغ سوف أكون أعمل في مرآب سيارات |
Sanki kanatları varmış gibi dördüncü katın penceresinden atlamadan önce bana göz kırptı. | Open Subtitles | نظر لى قبل ان يقفز من نافذة بالطابق الرابع كما لوكان لدية اجنحة |
Peki, hayır, eğer ilk önce bana gelmeseydin bunu kesinlikle yapmazdım. | Open Subtitles | لا، لم أكن لأفعل هذا أبداً إن لم تأتي لي أولاً |
Belki de hayatlarımızı bu denli mahvetmeden önce bana gelmeliydin? | Open Subtitles | ربما كان عليك القدوم إلي قبل أن تُدخِل حياتنا في فوضى كاملة |
Yıllar önce bana verilmişti. | Open Subtitles | كان لديّ ساعةٌ مثل تلك أُعطيت لي قبل سنواتٍ عديدة |
Fonu garantiye almadan önce bana verdiği talep listesinin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كان من بين لائحة الطلبات التي أعطاها لي قبل أن أذهب لتأمين التمويل. |
Ölmeden önce, bana söylediği son söz hiçbir şey anlatmadı, bu arada, S'li kelimeydi. | Open Subtitles | آخر شيء قال لي قبل وفاته ، لم يقل لنا شيئا على الإطلاق ، على طول الطريق |
Ölmeden önce bana gülümseyişi, kendini beğenmişçeydi. | Open Subtitles | الطريقة التي إبتسم لي قبل موته,كان معتدا بنفسه |
Biraz önce bana söylediğin saçmalıklardan bahsedeyim deme. | Open Subtitles | لا تذكر حتى تلك السخافات التي قلتها لي قبل قليل |
O saati annem ölmeden önce bana vermişti. | Open Subtitles | ، الساعة كانت لوالدتي قدمتها لي قبل وفاتها |
Duyurudan önce bana bizzat söylemene sevindim. | Open Subtitles | حسنٌ، يسعدني قدومك لي قبل قول هذا على الملأ |
Sanki kanatları varmış gibi dördüncü katın penceresinden atlamadan önce bana göz kırptı. | Open Subtitles | نظر لى قبل ان يقفز من نافذة بالطابق الرابع كما لوكان لدية اجنحة |
Eğer bir şeyler olacaksa, önce bana olmasını istiyorum. | Open Subtitles | دعْني. إذا الشيءِ سَيَحْدثُ، أُريدُه أَنْ يَحْدثَ لي أولاً. |
Birkaç hafta önce bana gelip bazı ilaçlar konusunda ona yardımcı olmamı rica etmişti. | Open Subtitles | لقد جاء إلي قبل عدة أسابيع و أخبرني أن أساعدة في بعض الأدوية |
Niye onunla konuşmadan önce bana gelmedin? | Open Subtitles | لما لم تتحقي من الأمر معي قبل ان تتكلمي معه؟ |
Bebek önce bana nasıl davrandığını görse iyi olur. | Open Subtitles | من الآمن للطفلة أن نرى كيف تتصرفين معي أولاً |
Birini burada kalmaya davet etmeden önce bana sorman gerekiyor. | Open Subtitles | انظر, أحتاج منك أن تستأذن مني قبل أن تدعو شخصاً للنوم بالبيت |
Beraberlik açıklanmadan önce bana kural dışı bir atak yaptı. | Open Subtitles | قبلَ أن تُطلق الحُكم لقد أتى إلى مندفعاً |
Bu kadının seni korkutmadan önce bana gülebilmesi lazım. | Open Subtitles | لذا هذه الإمرأة يجب أن تبتسم لي أولا قبل أن تستطيع ان تخيفك مرةً ثانية. |
10 yıl önce bana dendi ki, bunun olması imkansıza yakın ve hiçbir zaman böyle bir şey olmayacak. | TED | قيل لي منذ 10 سنوات أنّ هذا لن يحصل أبدا، أنّه أمر مستحيل. |
Öldürülmeden önce bana öğrettiği tek şey de buydu zaten. | Open Subtitles | كان الشيء الوحيد الذي علمني إياه قبل أن يتعرض للقتل |
- önce bana gelmiş olmanı dilerdim. | Open Subtitles | أتمنّى لو أنّك أتيتَ إليّ أولًا. |
Üç ay önce bana gelen adamlarla tamamen aynı kişilersiniz. | Open Subtitles | أنتم نفس الشبان الذين دخلوا منزلي قبل ثلاثة أشهر |
- Hey, Üstat... biraz önce bana dediklerine göre... bizim sözümüze değil de Tom Robinson'un anlattığına inanıyormuşsun. | Open Subtitles | شخص ما أخبرنى فقط الآن ...... انهم يعتقدوا "انك صدقت قصة "توم روبينسون بدلاً من قصتنا |
Hayır, o iyi değil. Az önce bana kaçırıldığını söyledi. | Open Subtitles | لا، هو ليس بخير .لقد أخبرني للتو انه إختطف |