Sen sormadan önce söyleyeyim. Burada bir dişçi fırçam falan yok. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل انا لا امتلك دُرجاً هنا أو فرشاة أسنان |
Bir zekâ büyüsüydü. Ama sinirlenmeden önce söyleyeyim, sadece geçici. | Open Subtitles | إنها تعويذة الذكاء، وقبل أن تجزعي إنها تعويذة مؤقتة |
32 dakika kaldı, ve "ben demiştim" demeden önce söyleyeyim, başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | لقد انخفضت إلى 32 وقبل أن تقول ذلك أخبرتك ليس لدينا خيار |
Siz sormadan önce söyleyeyim, adresleri yolladım bile. | Open Subtitles | وقبل ان تسأل بالطبع لقد ارسلت العناوين الى جهاز التواصل غارسيا؟ انت المنشودة |
Bu arada sen bir şey demeden önce söyleyeyim ettiğimiz her lafı duyabiliyor. | Open Subtitles | و بالمناسبة، وقبل ان تقول شيء آخر .تستطيع سماع كل كلمة نقولها |
İnkâr etmeden önce söyleyeyim, olay mahallinde kan buldular. | Open Subtitles | وقبل أن تنكر ذلك فقد وجدوا الدماء في مسرح الجريمة |
Bir şey söylemeden önce söyleyeyim, bunu Oscar Rankin'la ilgisi yok. | Open Subtitles | وقبل أن تفكر في الأمر " هذا لا يتعلق بـ " أوسكار رانكين |
Sen sormadan önce söyleyeyim. | Open Subtitles | وقبل أن تسألين , لا , لا أريد |
Sen başlamadan önce söyleyeyim. | Open Subtitles | وقبل أن تبدأ، |
Bu arada Babs'tan duymadan önce söyleyeyim Pinckney'in evine geçme konusunda küçük bir pürüz var. | Open Subtitles | أوه، وقبل ان تَسْمعُي مِنْ بابز هناك... هناكعقبةصغيرةجداً في الحصول على بيت بينكني |