Çalışmasının öneminin farkında olan Eudora Fletcher... seanslarını bir filme... kaydetmeyi tasarlar. | Open Subtitles | مطلعةً على أهمية عملها.. يودورا فليتشر قامت بوضع فيلم تسجيلي لتطور العلاج |
Benim hedefim, kaynayan nehrin, her kimin kontrolünde olursa olsun, öneminin ve eşsizliğinin anlaşılmasını sağlamak. | TED | هدفي هو ضمان أن أياً كان من يسيطرُ على هذه الأرض عليه فهم أهمية وتفرد النهر الذي يغلي. |
Saira ve Asma katılım ve temsilin öneminin yaşayan örnekleri. | TED | سايرا وأسماء، هما مثال حي على أهمية الإدماج والتمثيل. |
Ama diğerleri onun hiçbir öneminin olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | لكنّ الآخرين، يقولون أنّها غير ذات أهمّية. |
Bunu yaparsak, hiçbir şeyin öneminin kalmadığı bir yola gireriz. | Open Subtitles | القيام بهذا سيضع خطانا على درب حيث لن يهمّنا أيّ شيء |
Karşılıklı yardımlaşmamızın öneminin altını çizerim. | Open Subtitles | أؤكد لك أهمية التعاون المشترك فيما بيننا |
Demek hepimiz Madonna'nın müzikal ve kültürel öneminin farkındayız. | Open Subtitles | اذا , كلنا مدركون أن لمادونا أهمية موسيقية وحضارية |
Bunun öneminin farkına varmış olduğu çok açık çünkü araştırmalarını ilerleterek bulgularını yayımladı. | Open Subtitles | أدرك وضوح أهمية الأمر فقام بالعديد من الأبحاث و نشر ما وجده |
Stan Lee bütün övgüleri alabilir ama Steve Ditko da kendi öneminin farkında yani. | Open Subtitles | ستان لي قد تحصل على كل الفضل، لكن ستيف ديتكو يعرف كان يقل أهمية. |
Cyrus, bu partinin öneminin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | سايروس، كما تعلمون مدى أهمية هذا الحزب، أليس كذلك؟ |
Kendisi ve yönetim kademesindeki dostları yaptıklarımızın öneminin farkında. | Open Subtitles | هو وأصدقائه في الوزارات السياسية يفهمون مدى أهمية العمل الذي نقوم به |
Ayrıca, bence bu başkan yardımcılığı konusunun öneminin de altını çiziyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه يؤكد على أهمية موضوع منصب نائب الرئيس |
O kadar bağlanmadılar. Yaptıkları şeyin öneminin farkında değiller. | Open Subtitles | لم يدركوا أهمية ما يفعلونه الآن |
Çünkü başarılı olmamın senin için öneminin farkındayım. | Open Subtitles | لأني أعرف أهمية كوني ناجحة بالنسبة لك |
Şuan da MIT üniversitesinde doktora öğrencisiyim ve kesinlikle detaylı spesifik bilimsel iletişimin öneminin farkındayım ama uzmanlar arasında, 13 yaşındaki çocuklara öğretmeye çalışırken değil. | TED | أنا حالياً طالب دكتوارة و طالب في معهد أم-آي-تي ، و أفهم أهمية التفصيل العلمي حين يتم التواصل بين الخبراء، و لكن ليس حين تعلم من هم في عمر 13 سنة. |
Suvarov'un ölümünün, imzaladığımız bu anti-terörizm anlaşmasının öneminin altını çizdiğine dünyayı ikna etmeliyim. | Open Subtitles | لابد أن أقنع العالم أن موت (سوفاروف) سوف يزيد من أهمية اتفاقية التحالف ضد الارهاب التي |
Bugünün öneminin farkındasın belki de bugün profesyonel hayatımızın en önemli günü. | Open Subtitles | تدركين أهمّية هذا اليوم، لعلّه أهم يوم في حياتنا المهنية. |
Elbette Rahibe Mary'nin sizin için öneminin farkındayım. | Open Subtitles | بالطبع، أنا أدرك مدى أهمّية الأخت (ماري) لك |
Başkanın bu kötülüğü Abuddin'e yayılmadan önce yok etmesinin öneminin altını çizmektedir. | Open Subtitles | ما يؤكد أهمّية جهود الرئيس لتدمير هذا الشرّ قبل أن يصيب (عبودين)... |
Kimsenin öneminin kalmadığı. | Open Subtitles | ولن يهمّنا أي شخص آخر. |
Ve hepimizin bu keşfin öneminin farkında olduğumuzdan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أن الجميع مدركون لأهمية .. هذا الإكتشاف |