İl milletvekilleriniz bunu önemsediğinizi, her seçimde bir öncelik olmasını istediğinizi biliyor mu? | TED | هل يعرف برلمانكم المحلي أنكم تهتمون حيال هذا الأمر، وأنكم ترغبون أن يكون لأزمة المناخ الأولوية في كل الانتخابات؟ |
Çünkü kediyi gerçekten önemsediğinizi hissetmeliyim. | Open Subtitles | لأنني أريد أن أشعر أنكن تهتمون بأمر القطة بالفعل |
Kendiniz bizzat yapmasanız da sizin gezegeni ne kadar önemsediğinizi bilen bir algoritmaya sorarak. | TED | ليس بالضرورة أن تقوم بذلك بنفسك، ولكن يمكنك الاستعانة بخوارزمية تقوم بذلك عنك وتعرف مدى اهتمامك بهذا الكوكب. |
Kendiniz bizzat yapmasanız da zaman kıstılaması olmayan, tatlı randevusu yüzünden dikkati dağılmayan, bu gezegeni ve içinde yaşayan insanları ne kadar önemsediğinizi bilen bir algoritmaya sorarak. Bir algoritmadan tüm bu bilgilere bakmasını ve sizin yerinize karar vermesini isteyerek. | TED | ليس بالضرورة أن تقوم بذلك بنفسك، ولكن يمكنك الاستعانة بخوارزمية لا تعاني أبداً من نقص في الوقت أو تهدره، ولا يتشتت انتباهها بسبب موعد مدبر لطيف، وتعرف حق المعرفة إلى أي حد تكترث لهذا الكوكب وللبشر الذين يعيشون عليه، من خلال طلبك من الخوارزمية أن تنظر في كل تلك المعلومات وأن تتخذ القرارات بدلاً عنك. |
Bay Brand, bana sorarsanız hep birlikte bu konuda kafa yormamızı istemeniz onu gerçekten önemsediğinizi gösterir. | Open Subtitles | سيد (براند) أعتقد حقيقة أنك جعلتنا نبذل الكثير من الوقت و التفكير من أجل ذلك سوف يثبت لها أنك تكترث |
Belki biraz ayrı zaman geçirmelisin birbirinizi ne kadar önemsediğinizi anlamak için. | Open Subtitles | ربمـا فقط تحتاجون لفترة من الوقت بعيداً عن بعضكم ليذكركم ذلك بمدى اهتمامكم وحبكم لبعض |
Ancak ben bir şekilde söylediğiniz şarkıları ...önemsediğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أفترض على أقل تقدير إنك تهتم لأمر الأشياء التي تغنينها كل ليلة |
Bazen bunu saçma sapan yollarla gösterseniz bile beni önemsediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | بالرغم أنكم تظهرون ذلك بطرق غبيه بشكل مذهل أحيانا أعلم أنكم تهتمون بأمري |
Yani, üniversitelere, diğer insanları önemsediğinizi gösterin. | TED | وأظهروا للجامعات أنكم تهتمون بالآخرين. |
Bir çocuğu neden bu kadar önemsediğinizi bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف لم تهتمون جميعا لأجل صبي واحد |
Bay Brand, bana sorarsanız hep birlikte bu konuda kafa yormamızı istemeniz onu gerçekten önemsediğinizi gösterir. | Open Subtitles | سيد (براند) أعتقد حقيقة أنك جعلتنا نبذل الكثير من الوقت و التفكير من أجل ذلك سوف يثبت لها أنك تكترث |
Siz gençler bu rock yapan rockçıları görmek istiyorsunuz biliyorum ama temizlik işleri başkanlığı seçim- lerini önemsediğinizi de biliyorum. | Open Subtitles | أعرفكم أيها الشباب تحبون الاستماع لمغنين الروك... ولكني أعرف أيضاً اهتمامكم بانتخابات مفوّض المرافق الصحية |
Ancak ben bir şekilde söylediğiniz şarkıları ...önemsediğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | إنك تهتم لأمر الأشياء التي تغنينها كل ليلة |
Bakın affedersiniz Catherine'yi önemsediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | .... اسمع (آسف، أعلم أنك تهتم لأمر (كاثريـن |