Daha adımlarını atmadan önlerine sonsuz kırmızı halı açılan mükemmel bir Amerikan çiftiydiler. | Open Subtitles | لقد كانوا زوجاً أميريكياً خالصاً المستقبل مفتوح أمامهم كما لو أنه سجادة سحرية |
Plastik el yanılsamasında, kişinin gerçek eli bakış açısına dahil edilmiyor ve sahte plastik el önlerine yerleştiriliyor. | TED | فى خدعة اليد المطاطية، هناك يد إنسان حقيقية مختفية عن النظر. وهذه اليد المطاطية المزيفة موضوعة أمامهم. |
Alicia'yı önlerine çıkardığında, hem davalarının hem de bağırsaklarının kontrolünü kaybediyorlar. | Open Subtitles | فقط علق اليشيا أمامهم وسيفقدون السيطرة على قضيتهم |
önlerine bir nişan yüzüğü koydunuz! Tamam, buraya kadar. Konuyu ben ele alıyorum. | Open Subtitles | وضعتم خاتم خطوبة أمامهم حسناً ، طفح الكيل ، سأتولى القيادة |
Bugünün tersine, önlerine çıkan tüm canlılar silip süpürüldü. | Open Subtitles | وكثير من الحيوانات التي ستقف في طريقهم سيتم إزاحتها عن الوجود ولكن ليس اليوم |
Ama sen resmen onları tabağa koyup önlerine sundun. | Open Subtitles | فإذا بك عمليًّا قدمتهما لهم على طبق من فضّة. |
Sonra da ellerini önlerine getirip cenaze pozisyonuna soktu. | Open Subtitles | ويضعهم في وضعيّة الجنازة مع شبك الأيدي أمامهم |
Volski'lerin iki koldan Roma topraklarına girdikleri ve önlerine çıkan her şeyi acımasızca yakıp yıktıklarına dair haberler geliyor. | Open Subtitles | توجد تقارير أن الفوليشين قد دخلوا إلى الأراضى الرومانية وبقوة الحرب يدمروا كل مايقع أمامهم |
Rol yapıyordum, önlerine bakıp durumdan çıkar sağlamaktan memnunlar. | Open Subtitles | كنت أتصرف أمامهم هكذا وكانوا سعداء بذلك حتى أكون وحيداً وأحظى بفرصتي |
Onlar oraya varmadan önlerine geçeceğim. Tekrar yollarını saptırabilirim. | Open Subtitles | وسأمثل أمامهم قبل وصولهم لهناك، وسيمكنني اقتيادهم بعيدًا ثانيةً. |
önlerine sinsice yaklaşacak ve sonra kornaya basacaksın. | Open Subtitles | أنت تتسلل وتقف أمامهم ثم تطلق نفيرك |
önlerine şeker ve tuz dökebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكَ أنّ تسكب السكر أو الملح أمامهم. |
Ve savaşın olanca azgınlığıyla önlerine geleni ezip geçiyorlarmış. | Open Subtitles | وبقوة الحرب يدمروا كل مايقع أمامهم |
San Marino yarışındaki feci bir kazada, önlerine düştüğü iki motorun altında kalarak hayatını kaybetti. | Open Subtitles | سيفقد حياته في حادثة رهيبة "في سباق "سان مارينو كان عالقا وسط راكبين اثنين حين سقط أمامهم |
önlerine bu Sultanileri atıyorum. | Open Subtitles | أرمي هذه القطعة على الأرض أمامهم. |
Hunter'ı önlerine sürüklerim, bakalım neler çıkacak dedim. | Open Subtitles | لعلني أسحبه أمامهم ونرى ما يحصل |
Karavanı alıp onlar oraya varmadan önlerine geçeceğim. | Open Subtitles | سأجلب الشاحنة! سأكون أمامهم قبل وصولهم لهناك. |
önlerine çıkmaya çalışacağım! | Open Subtitles | سأحاول أن أكون أمامهم |
Rusların, geride kalan Alman kadınlarını ağaca bağladıklarını önlerine bir haç dikip çocuklarını onlara çivilediklerini söylüyorlardı. | Open Subtitles | -وقالوا أن الروس يربطون النساء الألمانيات اللاتي يبقين إلى الأشجار -ويضعون صلبان خشبية أمامهم.. -ثم يثبتون صغارهم فيها بالمسامير |
Biliyoruz. önlerine çıkan herşeyi yokeden kural tanımayan vahşi savaşçılar! | Open Subtitles | بلي ، إنهم المحاربون القساة المتوحشون الذين يدمرون كل شيء في طريقهم |
önlerine çıkan herşeyi yok edip yollarına devam etmişler. | Open Subtitles | لقد دمروا كل من توقف في طريقهم , ثم تقدموا |
Her şeyi önlerine hazır koyup o bilgiyi tüketmelerini sağlarsanız bu pek kalıcı olmaz. | Open Subtitles | إذا قدّمت كل شيء لهم على طبق من فضّة وتركتهم يستوعبون تلك المعلومات، سينجح هذا ولكن ليس لوقتٍ طويل. |