Özellikle yoksulluğu ve ilkel önyargıları aşan süper başarılı bir avukat ile. | Open Subtitles | خصوصاً مع محامي ناجح جداً الذي تغلب على الفقر و التحيز العنصري |
İlgilendiğimiz soru, maymunların da aynı önyargıları gösterip göstermediği. | TED | السؤال الذي نحن مهتمين بإجابته هو ما إذا كانت القرود تظهر نفس التحيز. |
açgözlülüğü , bağnazlığı ,önyargıları ve birilerinin sırtından geçinmeyi , ve elit grupları ortadan kaldırmak. | Open Subtitles | القضاء على العمليات التي تنتج الجشع ، التعصب ، التحيز, إستغلال البشر لبعضهم البعض , و النخبوية. |
önyargıları bir kenara bırakıp bazı şeyleri denemek gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تجربى الأشياء قبل أن تحرميهم بسبب التحيز |
İnceleme sürecinde oluşabilecek önyargıları ortadan kaldırmak için bir yol düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، أنا أفكر بطريقة واحدة لإزالة التحيز في عملية التقييم من قبل الأنداد |
Sadece önyargıları ve duyguları ortadan kaldırmak istedik. | Open Subtitles | كنا مجرد محاولة ل قضاء على التحيز والانفعال. |
Bunları aşmak istiyorsak, bu tür örtülü önyargıları bilmemiz gerekiyor, insanların tesadüfi dış görünüşlerini değil, davranışlarını baz alarak adil muamele gördüğü bir toplum yaratabiliriz. | TED | نحن بحاجة إلى فهم هذه الأنواع من التحيز الضمني إذا أردنا التغلب عليها ونهدف إلى مجتمع حيث نتعامل مع الناس بشكل عادل، استنادا إلى سلوكهم وليس على المصادفة التي تخص أشكالهم. |
"Beachwood önyargıları" mı? | Open Subtitles | "شاطئ التحيز" |