Aslında böylece pratik olarak tüm dünyayı kapsayacak bir kesit alabileceğim örnekleri seçebilirdim. | TED | لذا فقد تمكنت من إختيار عينات لتغطية شريحة تقوم تحديداً بتغطية كل العالم. |
Kontrole gittiğimde doktor bana "Meni, dışkı ve idrar örnekleri lazım" dedi. | Open Subtitles | ذهبت إلى طبيبي الخاص فقال لي أريد منك عينات مني، براز، وبول |
Çekirdek örnekleri, Ayiana'nın Yıldız Geçidi ile aynı dönemden geldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | عينات لب الثلج من مكان أيانا فيها نفس عرق بوابة النجوم |
Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. | TED | تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج. |
Hedef bölgeye doğru yürürüm ve ihtiyacımız olan örnekleri toplarım. | Open Subtitles | سأترجل نحو المنطقة المستهدفة و سأحصل على العينات التي نريد |
Tamam, virüsü test etmek için çalışanların hepsinden kan örnekleri almalıyız. | Open Subtitles | حسناً، علينا أخذ عينة دم من جميع الموظفين لنفصحهم من الفيروس |
saç kılları, kan örnekleri, kesik tırnaklar, elbise parçası | Open Subtitles | ألياف شعر، عيّنات دم أظافر مقلّمة، قطعة من قميصه |
Sadece bazı kanılara varmak için bina sakinlerinden kan örnekleri alacaklar. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيفعلوه هو اخذ عينات من الدم لكل الجيران |
Hayır, ama örnekleri CODIS'te araştırınca... uyan bir tane buldum. | Open Subtitles | لا, ولكن بعد ان قمت بتحليل عينات الحامض النووى صدمت |
Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu ekibi, toksikoloji raporu için tüm uçuş ekibinden kan, saç ve deri örnekleri de toplar. | Open Subtitles | فريق الهيئة أيضا يجمع دم و شعر و عينات جلد من كافة طاقم الطيران و يقوم بعمل تحليل السميات حسنا |
Bu hastalığı atlatan hastalardan aldığı örnekleri inceliyordu | TED | لقد كان يفحص عينات من المرضى الذين نجوا من هذا المرض. |
Çoğu sperm örnekleri mastürbasyon ile üretilir. | TED | معظم عينات النطاف تؤخذ بواسطة الاستمناء |
Bilim insanları ayrıca geniş doku bankası inşa ettiler, ki bunlar saç kılı, tırnak örnekleri, süt dişi ve DNA içermektedir. | TED | كما جمع العلماء بنك ضخم من عينات الأنسجة، والتي تشمل عينات من الشعر، أضافر، أسنان لبنية وحمض نووي |
Şimdi Mumbai'daki laboratuvarımız Çin'den, Hindistan'dan, Londra'dan, aklınıza neresi gelirse, kirlilik örnekleri var. | TED | لدى مختبرنا في بومياي الآن عينات من التلوث التي قدمت إلينا من لندن والهند والصين وغيرها الكثير. |
Onun, bu taş örnekleri yüzünden heyecanlandığını düşünmek kalbimi kırıyor. | Open Subtitles | يُحطّم فؤادي التفكير به مأخوذاً بالحماس بشأن تلك العينات الصخرية. |
Ancak daha sonra bu örnekleri şehirdeki merkez laboratuvarlarına götürüp test etmek zorundadırlar. | TED | ولكن بعد ذلك سيتعين عليهم العودة مرة أخرى للمدينة لفحص العينات في المختبر المركزي. |
Bugün çiftçiler bu örnekleri kendileri alabiliyorlar. | TED | بإمكان المزارعين اليوم أخذ العينات بأنفسهم. |
Metroda bulduğumuz bıçağın üzerinden kan örnekleri aldık ve bugün apartmanda bulduklarımızla karşılaştırdık. | Open Subtitles | لدينا عينة من الدم من السكين التي استخدمت عليه في قطار الأنفاق وقارناها مع العينة التي وجدناها في شقته |
kampınızın içine sızdı ve kan örnekleri toplamaya başladı. | Open Subtitles | أحدنا قام باختراق مخيّمكم و بدأ في أخذ عيّنات دم |
Tamamdır, şimdi gidin ve sözlü ironi ve alay örnekleri bulun. | TED | حسنا، انطلق الآن وقم بإيجاد أمثلة عن السخرية اللفظية و التهكم. |
Size bunlardan bahsedeceğim ve bunların nasıl çalıştığını göstereceğim, bunu, insanların nasıl olup da yanlış düşündüğüne ilişkin örnekleri göstererek yapacağım. | TED | وسوف أحدثكم في خلال كل هذه وأعرض كيفية عملهم وإستخراج نتائجهم، فقط خلال عرض الأمثلة لأناس تفهم بعض الأشياء خطأ. |
Belki onu alabilirsin ve örnekleri değiştirebiliriz. | Open Subtitles | ربّما يُمكنك قبول الاختبار وتبديل العيّنات |
Ağ daha sonra belirli özelliklere görevlendirilmiş ilgili ağırlıkları ayarlayarak bu örnekleri sınıflandırmayı öğrenir. | TED | ومن ثم تتعلم الشبكة تصنيف هذه النماذج بضبط الأوزان النسبية المخصّصة لملامح محددة. |
Dosyalarda neden tıp kayıtları ve kan örnekleri var? | Open Subtitles | لمَ نجد ملفات طبية وعينات دماء في ملفات العقارات؟ |
Roma İmpartorluğu'ndan yeni zırh örnekleri sergiliyorlarmış. | Open Subtitles | نعم, إنهم سيعرضون نماذج جديدة من اللوريكا الحرشفية |
Buradaki insanların ilk adımı örnekleri tanımlamaktır. | Open Subtitles | بعض نجوم الناس تسقط إلى الأنماط السهلة التمييز |
Birinin ses örnekleri ve titreşimi küçük bir ses alıcı banda kaydediliyor. | Open Subtitles | أنماط ورنين صوتِ اشخاص ما مخزنة علي شريط شفهيِ صغيرِ موقع. |
Lavabodan aldığınız örnekleri inceledim. | Open Subtitles | ركضت لأنك أخذت مسحات من بالوعة , ووجدت آثار |
örnekleri laboratuvara daha bu sabah gönderdik. Yarın, belki öbür gün. | Open Subtitles | إننا لم نبعث بالعينات إلى المعمل سوى هذا الصباح |
Gardırobumu yenilemeden önce, terzim size örnekleri verecektir. | Open Subtitles | قبل أن أنتقى ملابس الموسم القادم فإن الترزى سوف يزودك بعينة |