ويكيبيديا

    "öyle değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس هكذا
        
    • ليس هذا
        
    • هذا ليس
        
    • ليس ذلك
        
    • أليس هذا
        
    • الأمر ليس كذلك
        
    • لست كذلك
        
    • أليس ذلك
        
    • يكن كذلك
        
    • إنه ليس كذلك
        
    • تظن ذلك
        
    • ليس الأمر كذلك
        
    • هذا غير صحيح
        
    • ذلك ليس
        
    • ليس صحيحاً
        
    Hayır öyle değil, sadece onda ne bulduğunu anlamıyorum o kadar. Open Subtitles ليس هكذا الأمر. أنا لا أعرف مالذي ترينه فيه.
    Hayır, o şekilde yoğun değil. Hayır, öyle değil. Open Subtitles ، لا ، ليس هذا النوع من الانفعالات لا ، ليس هكذا إطلاقاً
    Hiçte öyle değil, Rahul. Sen bir şeyler gizliyorsun. Open Subtitles ليس هذا هو لب الموضوع ، أنت تخفي الحقيقة
    Ama söylediğiniz gibi bu siz değilsiniz öyle değil mi? Open Subtitles لكن كما تعرف هذا ليس أنت كما قلت بشكل بليغ.
    öyle değil ve bu ukala davranışların kimsenin seni istememesinin sebebi işte! Open Subtitles هذا ليس ذلك وهذا التصرف المتحاذق هو السبب أن لا أحد يريدك
    Oyun oynar numarası yapmama da gerek yok, öyle değil mi? Open Subtitles لا فائدة من ممارسة لعبة وهمية آخرى أليس هذا صحيحاً ؟
    Gerçekten istediğin hiçbir şey olmadığını düşünürdüm... ama mesele bu değil, öyle değil mi? Open Subtitles أعتقدت دائماً بأنه ليس هناك شيء تريده حقاً لكن الأمر ليس كذلك
    - Sen kendin mi kurbansın? - O anlamda değil... öyle değil... Open Subtitles انت نفسك كنت الضحية لا ليس هكذا ليس هكذا
    klasik patron hayır , öyle değil senin gibi güzel kızları götürebilmek için bar işletiyordur muhtemelen. Open Subtitles هذا طبيعي. لا, الأمر ليس هكذا. ربما يكون هذا سبب إدراته للحانة
    olasılıkları incelemeliyim bak bu sikik bir denklem değil bizi derhal buradan çıkaracaksın aksi takdirde seni vururum öyle değil. Open Subtitles اسمعى هذة ليست معادلة اتصلى باحد يخرجنا الان او انت التى ستقتلى ليس هكذا
    Hayır Bay Wolf, öyle değil. Yardımınız kesinlikle isteniyor. Open Subtitles لا يا سيد وولف ليس هذا مساعدتك ولا شك نقدرها
    Kırk yıldır çıkarıyorum, öyle değil mi benim yakışıklı oğlum? Open Subtitles يمكنني الحصول على تلك البقعة. لدي أكثر من 40 عاما. ليس هذا الحق، يا فتى وسيم؟
    Gerçekten tüten bir silah değil bu, öyle değil mi? Open Subtitles حسنـاً , هذا ليس فعلاً بدليـل دامـغ , صحيح ؟
    öyle değil. Cenaze töreninde etrafta bulundurduğun adamlar hakkında. Open Subtitles انه ليس ذلك, اولئك الرجال الذين كانوا واقفين حول الجنازه
    Fakat ödül alamıyorum çünkü bir siyahiyim, ...öyle değil mi? Open Subtitles ولكنّي لن أحصل على الفضل لأنّي زنجي أليس هذا صحيح؟
    Hiçbir şey kaybetmeyeceğinizi düşünüyorsunuz. Ama öyle değil, Siddharth. Open Subtitles أنت تعتقد أن كل شئ سير كما تراه لكن الأمر ليس كذلك , سيدهارت
    Beyninizin duygu devreleriyle bağlı olduğuna duygularla doğduğunuza inanıyor olabilirsiniz ama öyle değil. TED قد تظن أنّ دماغك مترابط أساساً عبر دارات للمشاعر، أنّك وُلدت بدارات للمشاعر، ولكنّك لست كذلك.
    Sana gitmen ve geri gelmemen söylendi, öyle değil mi? Open Subtitles لقد قيلَ لك بأن تخرج ولا تعود. أليس ذلك صحيحاً؟
    Ama emin olun öyle değil. Open Subtitles ولكن ، يمكننـــي أن أؤكد لكم أن هذا لم يكن كذلك ويمكن أن يخدعنـــي
    - Sen olmasan başaramazdım. - öyle değil. Open Subtitles ـ لم أستطع فعلها من دونك حبيبتي ،صغيرتي ـ لا إنه ليس كذلك
    Herkes eşit şansa sahip olmalı, sence de öyle değil mi... Open Subtitles الجميع يجب أن يحصلوا على نفس الفرصة ألا تظن ذلك ؟
    Şu an öyle değil. TED ‫ليس الأمر كذلك الآن،‬ ‫ولأغراض هذا الحديث،‬
    Duygularımızı dışa göstermede bu örümcekten daha fazla yetkimiz olduğunu düşünüyor olabiliriz ama belki de öyle değil. TED وقد نعتقد أننا نمتلك قدرا من التحكم في ما يظهر من حالتنا الداخلية أكثر من العنكبوت، ولكن ربما هذا غير صحيح.
    Bazılarına öyle gelebilir ama benim için öyle değil. Open Subtitles قد يعتقد أن الناس أن ذلك أسهل لكن ذلك ليس حب حقيقي
    Abin kendini güçlü bir konumda sanıyor fakat öyle değil. Open Subtitles يحسب أخوك أنه في مركز قوّة ولكن هذا ليس صحيحاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد