Öyle olduğunu biliyorum, çok minnettarım. | Open Subtitles | أنا أعلم ذلك أنا شاكرة له |
Sen iyi bir insansın Bette. Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنت أفضل من هذا يا (بيت)، أنا أعلم ذلك. |
Öyle olduğunu biliyorum. Dinle, sanki yıllardır çıkıyormuşuz gibi geliyor. | Open Subtitles | أعلم أنك كذلك, أنظر,أشعر الآن و كأننا متصاحبين منذ أزمان |
Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أنك كذلك |
Cevap verme çünkü Öyle olduğunu biliyorum. - Karşılığında ne aldın? | Open Subtitles | لا تجاوبني حتى لأني أعلم أنك فعلت ذلك، ماذا حصلت مقابله؟ |
Evet, Öyle olduğunu biliyorum çocuk. Ve bunu Allah'la yüzleşeceksin, ben de aynı şekilde. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنكِ كذلك يا صغيرتي وسيحاسبك الرب إزاء هذا وأنا كذلك |
Öyle olduğunu biliyorum ama seninle ilgili değil tamam mı? | Open Subtitles | أعلم أنه كذلك , لكن الأمر لا يتعلق بك , حسناً ؟ |
Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم ذلك. |
Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك كذلك |
- Öyle olduğunu biliyorum tatlım. | Open Subtitles | - أعلم أنك كذلك يا عزيزتي . |
Bak, Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعلم أنك فعلت. يجب أن تخبرها. |
Öyle olduğunu biliyorum. Ben neyim? | Open Subtitles | أعلم أنكِ كذلك, لكن ماذا أكون؟ |
Yapılması gereken doğru şey buydu. Öyle olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كان هذا الفعل الصواب أعلم أنه كذلك |