Benden asla özür dilemedi onun süveterinin yakasını genişleteceğimi söylediği için. | Open Subtitles | لم يعتذر لي قط عن قوله بأني كنت سأوسّع فتحة عنق كنزته. |
Kimse, Kurtuluş Festivali sırasında, kuzenimin vahşice katledilmesinden ötürü gelip benden özür dilemedi. | Open Subtitles | لم يعتذر لي أحد عندما قبض على أبن عمي لعمله الفدائي |
Başkan özür dilemedi, bu yüzden her şey benim üzerime mi atılıyor? | Open Subtitles | رئيس الدولة لن يعتذر لذلك ستضعون اللوم عليّ ؟ |
Hala bir grup sürtükle Florida'ya takılmaya gittiği için özür dilemedi. | Open Subtitles | يجب عليه أن يعتذر عن الهرب الى فلوريدا و التسكع هناك مع حفنة من العاهرات |
Ve hiç özür dilemedi. | Open Subtitles | و لم يعتذر أبدا |
Daha özür dilemedi mi? | Open Subtitles | ألم يعتذر إليك بعد ؟ |
Lang yaralıları hiç ziyaret etmedi. Asla özür dilemedi. | Open Subtitles | (لانغ) لم يزر المصابين قط، لم يعتذر قط. |
O, özür dilemedi. | Open Subtitles | -انه لا يعتذر |
- Kimse özür dilemedi! | Open Subtitles | - لم يعتذر أحد |