Bana bu kadar çürümüş yüzü verdi, benden hergün özür dilemeli. | Open Subtitles | إنه أعطاني هذا الوجه العفن يجب عليه أن يعتذر لي كل يوم على هذا |
İki insan tartıştığı zaman hatalı olan kişi gelip özür dilemeli diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد إن تخالف شخصان في أمر ما فعلى المخطئ أن يعتذر |
Gelmiş geçmiş en büyük futbolcu olan David Beckham'dan özür dilemeli. | Open Subtitles | يجب عليه أن يعتذر لديفيد بيكهام وحسب، أفضل لاعب كرة قدم في التاريخ.. |
Düzlerinin üstüne çöküp özür dilemeli ve topladığı bütün eşyaları ve parayı bize vermeli! | Open Subtitles | عليهم أن يجثوا على ركبهم و يعتذروا و يُسلموا جميع ما اكتسبوه من أدوات و أموال |
Bence onlar bizden özür dilemeli. | Open Subtitles | ! أعتقد أنهم من يجب أن يعتذروا لنا |
özür dilemeli. | Open Subtitles | يجب عليها أن تعتذر .. وتقول لك الحقيقة يا سيدي |
- Bir şeyi açıklığa kavuşturayım. O benden özür dilemeli. | Open Subtitles | هو الذي يجب ان يعتذر لي لأنه هو الذي تركني و ليس العكس |
Bütün okuldan özür dilemeli. | Open Subtitles | ينبغي أن يعتذر للمدرسة بأكملها |
- Hayır, herkesden özür dilemeli. | Open Subtitles | -كلا ، يجب أن يعتذر للجميع هنا |
"Bay Hoggins, şişirilme otobiyografisi için harcanan ağaçlardan özür dilemeli. | Open Subtitles | يجب على السيد (هوغينس) أن يعتذر على هذا الكتاب" "الذي بداخلهُ 400 صفحة بكلام لا معنى له |
- Hayır, benden özür dilemeli. | Open Subtitles | -لا ، يجب أن يعتذر لي هنا |
Amaya'nın babası da Narayama-san'dan özür dilemeli. | Open Subtitles | حتى أسلاف عائلة (أمايا) عليهم أن يعتذروا للآلهة |
Bence tüm sınıf Angie'den özür dilemeli aslında. | Open Subtitles | انا اعتقد ان جميع الصف يجب ان يعتذروا ل(انجي) بصراحة |
Hayır, asıl onlar senden özür dilemeli. | Open Subtitles | لالا, يجب أن يعتذروا لك! |
özür dilemeli. | Open Subtitles | يجب عليها أن تعتذر |