| Çantanla dalga geçtiğim için kendimi kötü hissettim o yüzden özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنصت, شعرت بسوء لأننا ضحكنا على حقيبتك لذا أتيت لأعتذر |
| O küçük kaza için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | اسمعني، جئت لأعتذر بشأن ذلك الحادث البسيط |
| Buraya senden özür dilemeye geldim, neden bana zorluk çıkarıyorsun? | Open Subtitles | جئت للاعتذار ، لماذا تضعني بموقف صعب؟ |
| Daha önce olanlar için özür dilemeye geldim. Üzgünüm. | Open Subtitles | جئت للإعتذار عما حدث من قبل أنا آسف |
| özür dilemeye geldim ve beni durduran siniri bırakmaya. | Open Subtitles | أتيت للإعتذار والتخلي عن الغضب الذي كان يقيدني |
| Kapat patates deliğini. özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | اغلق فتحة البطاطس الخاصة بك انا هنا لأعتذر |
| Buraya kavga etmeye gelmedim özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنا لأتشاجر أتيتُ للإعتذار. |
| özür dilemeye geldim ama bana sapık muamelesi yapıyorsun. | Open Subtitles | من الصعوبة ان تكوني مشهورة؟ اتيت للاعتذار وتعاملينني كوحش |
| Affedersiniz özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | روز، يَستمعُ، أنا فقط جِئتُ للإعتِذار. |
| - Yemeğe kalın. - Buraya özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | تفضل للعشاء أتيت لأعتذر يا اسبيرانزا |
| - Yemeğe kalın. - Buraya özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | تفضل للعشاء أتيت لأعتذر يا اسبيرانزا |
| Aniden senden uzaklaştığım için özür dilemeye geldim, Phoebe. | Open Subtitles | لقد أتيت لأعتذر لكِ " فيبي " على رحيلي المفاجيء بالأمس |
| Evet, biliyorum, o yüzden buradayım. özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أجل، أعرف، ولهذا السبب أنا هنا جئت لأعتذر |
| Bak, ben... Geçen gün için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنظري , جئت لأعتذر عن اليوم السابق. |
| Hayır, az önce yaptıklarım için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لا، لقد جئت للاعتذار لتحرش بيك من قبل، |
| Oraya senden özür dilemeye geldim çünkü bir pisliktim. - Oh. | Open Subtitles | جئت للاعتذار إليك لاني كنت وغداً |
| özür dilemeye geldim. İkinizi yalnız bırakayım. | Open Subtitles | أنا لا أستحقّ أيّ شكرا لقد جئت للإعتذار |
| O yüzden buradayım. Abarttığım için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أعلم، لهذا جئت للإعتذار عن المبالغة. |
| özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أتيت للإعتذار لطلما كنت أفعل أشياء. |
| özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت للإعتذار |
| özür dilemeye geldim. Haddimi fena aştım. | Open Subtitles | لقد جئت هنا لأعتذر لقد جن جنونى |
| Buraya kavga etmeye değil, DEO'daki işleri nasıl hallettiğimle ilgili özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنا لأتشاجر أتيتُ للإعتذار. عن طريقة تصرفي في مقر (إ-ع-خ). |
| Bu sabah uyandığımda kötü hissettim, özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لقد استيقضت هذا الصباح وقد شعرت باستياء ثم اتيت للاعتذار |
| özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنا فقط جِئتُ للإعتِذار. |
| Ve o arkadaşlarıma saygım olduğundan, senden özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | و إحتراماً لهؤلاء الأصدقاء فأنا هنا للإعتذار إذاً ها نحن ذا |
| Buraya özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | و أنا آسفة على ذلك, اتفقنا؟ و أنا هنا لأعبر عن أسفي |
| Oturun. Yanıldıysam özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أتيت للاعتذار إن كنت قد أسأت الفهم. |
| özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت للأعتذار |