Merhaba, biz yolun yukarısındaki zihin özürlüler derneğinden geliyoruz. | Open Subtitles | مرحبا، نحن جمعية المعاقين ذهنياً في أقصى الحي |
Evet ve bu özürlüler yasasını tamamen yok sayıyor. | Open Subtitles | وهذه القاعدة تتفوق على قانون حقوق المعاقين الٔاميركيين |
özürlüler kilisemizin vaftiz edilmiş üyeleridir. | Open Subtitles | المعاقين كانوا اعضاء معمدين في كنيستنا |
İyilerin hepsi kapılmış ve... boşta olanlar ise özürlüler için. | Open Subtitles | المتاح مأخوذ والباقي للمعاقين |
O görme özürlüler için devrim niteliğinde bir andı. | TED | كانت تلك لحظة ثورية بالنسبة لفاقدي البصر. |
özürlüler gibi yürüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تمشين مثل المعوقين |
"Evet, özürlüler" derim. | Open Subtitles | وأقول دائماً، "نعم، المعاقين". |
Bay Skinner, devlet okullarında özürlüler için giriş rampaları olması gerektiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أيها المدير (سكينر) ظننت أن المدارس الحكومية لابد أن تتوافر بها منحدرات للمعاقين |
Pardon. Orası özürlüler içinmiş. | Open Subtitles | أوه أنا آسفة إنه للمعاقين |
Normal insanların da kısa süreli duruşlar ya da birkaç bir şey alabilmek için özürlüler parkına aracını bırakması kabul edildi. | Open Subtitles | إتفقناإذن.. المواطنون الطبيعيون يمكنهم إيقاف سيارتهم بالمواقف المخصصة للمعاقين إذا كانوا ينون شراء علبة سجائر، أو بسكويت (بوب تارت) للغد |
Görme özürlüler topluluğu teknik sınırları ve yol göstericileri keşfediyor. | TED | عالم فاقدي البصر يستكشف هذا الحد التقني والمستكشف. |
Gülüşmeler ve burası Kongre Kütüphanesi'nin körler ve görme özürlüler için ücretsiz, ulusal kütüphane hizmeti sağlayan bir bölümü. Basılacak yayınlar okuyucu talebine göre belirleniyor | TED | (ضحك) وهذا هو... قسم من مكتبة الكونغرس وتنتج لخدمة المكتبة الوطنية مجاناً للمكفوفين وضعاف البصر. والمنشورات التي اختاروها أن تنشر وتستند شعبية القارئ. |
Bunu manastırımızdaki özürlüler yaptı. | Open Subtitles | المعوقين في الدار يصنعون هذا |
Ben diyebilirim, sen diyemezsin. özürlüler, hep birlikte bunu yasaklamalıyız. | Open Subtitles | جماعة المعوقين علينا أن نتحد |