Bir yer, kendini özgür ve mutlu hissettiği. | Open Subtitles | مكان حيث يستطيع الفتى أن يشعر بالقنوع و الحرية |
Bir yer, kendini özgür ve mutlu hissettiği. | Open Subtitles | مكان حيث يستطيع الفتى أن يشعر بالقنوع و الحرية |
İyi olduğunu özgür ve mutlu olduğunu ve kimsenin onu tekrar yakalamasına izin vermeyeceğini bilmeni istemiş. | Open Subtitles | قالت أنها تريدك أن تعلم أنها بخير و أنها حرة و سعيدة و أنها لن تدع أحدا يمسك بها مرة أخرى |
Kardeşinin özgür ve dışarıda onu bekliyor olduğunu düşünmek yerine yer altında bir yerde olduğuna inansa nasıl daha iyi olabilirdi ki? | Open Subtitles | أن يعلم بأن شقيقته تحت الأرض فى مكان ما على أن يعتقد أنها حرة و تنتظره؟ |
"Atlantik'teki özgür ve eğlenceli günlere elveda." | Open Subtitles | وداعا لأيام من المرح والحرية في البحر الأدرياتيكي. |
özgür ve bağımsız Doğu Avrupa hareketini tamamen tehlikeye attın. | Open Subtitles | لقد عرضّت عملية محاولةء تحرير أروبا الشرقية كلها للخطر |
Pelagius, bana herkes kadar yakın biridir, şimdi orada, tüm insanların özgür ve eşit olduğunu öğretiyor. | Open Subtitles | بليجيز، الرجل قريب الآن يعلم الناس جميعاً الحرية،والمساواة |
Sanki birini taklit eder gibi yazmışsın özgür ve vahşi birini... ve bu biraz garip, çünkü sen hiç de öyle değilsin... ve bu beni rahatsız etti. | Open Subtitles | أنت تكتب كأنك تتشبه بأحد ما كونه حر و جامح وإنه لغريب جداً لأنك لست كذلك إطلاقاً وقد جعلني غير مرتاحة |
İlk defa kendimi özgür ve canlı hissediyordum. | Open Subtitles | ... و لأول مرة منذ عدة أعوام شعرت بالحيوية و الحرية ... |
Kendimi özgür ve hızlı hissediyorum! | Open Subtitles | اشعر بالسرعة و الحرية |
Sonsuza kadar özgür ve senin olacağım, sevgilim. | Open Subtitles | و سأكون حرة و أكون لك يا حبيبى |
Küba, sayın delegeler, özgür ve bağımsız bir şekilde hiç kimseye zincirle bağlı olmadan kendi topraklarında yabancı yatırımlar olmaksızın politik durumları belirleyen işgalci ordu patronlarından uzak bu toplantıda dimdik ayakta durabilmekte ve adı konulmuş bir haykırışın doğruluğunu ortaya koyabilmektedir. | Open Subtitles | كوبا ، زملائي المندوبون حرة و ذات سيادة... بدون سلاسل تقيّدها لأي أحد ... ... |
Git! Yani bu muhteşem, Pheebs. Çok özgür ve zarif hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني حرة و رشيقة |
özgür ve güçlü. | Open Subtitles | حرة و قوية |
özgür ve temiz bir şekilde. | Open Subtitles | حرة و أمنة |
Bir bebeğe baktığında, o kadar saf, özgür ve temizdir ki... | Open Subtitles | عندما تنظر لطفل، تجده في غاية النقاء والحرية والطهارة |
Kendimi özgür ve hızlı hissediyorum! | Open Subtitles | أشعر بالسرعة والحرية |
özgür ve bağımsız Doğu Avrupa hareketini tamamen tehlikeye attın. | Open Subtitles | لقد عرضّت عملية محاولةء تحرير أروبا الشرقية كلها للخطر |
Şimdi büyük bir iç savaşa girişip ulusun veya bu kadar özgür ve bu kadar adanmış herhangi bir ulusun uzun ömürlü olup olamayacağını sınadık. | Open Subtitles | الناس جميعاً قد خُلقوا سواسية. والآن وقد خضنا غمار حرب أهلية مروعة... |
Kararını ver, özgür ve zengin ol! | Open Subtitles | اختر القرار الصحيح و ستكون حر و معافى |