ويكيبيديا

    "özgürce" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حرية
        
    • بحرية
        
    • حراً
        
    • بحريّة
        
    • بحريه
        
    • حر
        
    • حرة
        
    • مجانا
        
    • حرا
        
    • طليقاً
        
    • حريّة
        
    • حرًا
        
    • حرّاً
        
    • بحرّيّة
        
    • الحريةِ
        
    İyi hissettirir. Hatta biraz genişlettiğimizde, özgürce nefes alabilirim ve bu çok basit hissi verir. TED شعور رائع. أو حتى حرية بشكل موسع تجعلك تقول: آه أستطيع التنفس بحرية بكل سهولة
    Herkeste var ve oldukça ucuz. Ve onları özgürce, açık lisanslarla yaymak için gereken yazılımlar hiç bu kadar ucuz ve yaygın olmamıştı. TED إنه متاح في كل مكان ورخيص نوعًا ما. والأدوات لكي توزعه بحرية وبتراخيص مفتوحة لم تكن أيضًا أرخص من ذلك ولا أكثر توافرًا
    Büyüdüğüne şüphe yok, ama gökyüzünde özgürce uçan genç bir atmaca ile karşılaştırabilmen için önünde uzun bir yol var. Open Subtitles مازال يكبر والطريق أمامه طويلاً قبل أن تقارنه بصقر يحلق حراً فى السماء
    - Norteguaylılar köpeklerinin çevrede özgürce dolaşmasına izin veriyor olmalı. Open Subtitles حسناً، لابدّ أنّ النورتغوايين يتركون الكلاب تتجوّل بحريّة حول المُحيط.
    Politikamız, bu ülkede özgürce bir şeçim olmasını sağlamak. Open Subtitles سياستنا، أن نرى تلك البلاد لها حكومة منتخبة بحريه
    Ve eğer bir cinayetse, katil özgürce yaşar. Fikri olan? Open Subtitles إن كان هناكَ قاتل الذي بدوره حر طليق أية أفكار؟
    Vahşi atların özgürce koştuğu zamanları, güneşin, gökyüzünün ve rüzgarın adımı seslendiğini hala hatırlıyorum. Open Subtitles لا زلت أذكر الشمس والسماء والرياح وهى تنادى باسمى فى ذلك الوقت عندما كانت الخيول البرية تنطلق حرة
    Sadece düşünün, otoban kenarlarına dikilirlerse sadece oksijen ve diğer özgürce var olan saf kaynakları kullanıp yolu aydınlatabilirler. TED فكر فقط ، لو تم زراعتها على جوانب الطرقات السريعة سوف تضئ الطريق بإستخدام الأكسجين فقط و موارد نظيفة أخرى متاحة مجانا.
    Dünyayı yeniden tasavvur etmek için bir araçtır, öyle bir dünya ki, siyahi insanların özgürce var olabildiği, özgürce yaşayabildiği bir dünya. TED هي وسيلة لإعادة تخيل عالم حيث الناس السود يملكون حرية الوجود، وحرية العيش.
    Her gün binlercesi Sovyet ve Batı bölgeleri arasında özgürce hareket ediyordu. Open Subtitles يوميًا كان يتنقل الالآف بكل حرية ما بين القطاعات السوفيتية والغربية
    Özgür olduğumuzu ve özgürce dolaşmamız gerektiğini hatırlatacak bir hediye. Open Subtitles . تلك الهدية رسالة تذكير لحريتنا و نحن يجب أن نكون فى حرية
    ...eninde sonunda aynı noktada birleşiriz fakat o ana kadar özgürce etrafta dolanırız. Open Subtitles موثوقين ببعضهما بإحكام من الأعلى ولكن من أسفل تستطيع كل دائرة التحرك بحرية.
    Çok önemli insanlarlayken bile çok rahattır ve özgürce konuşur. Open Subtitles حتى عندما تلتقي بأشخاص مهمّين تكون مرتاحة، وتتكلم بحرية تامة
    10 yıl, sadece bir rakam değil bana güven ve özgürce çıkıp git. Open Subtitles لـ10 سنوات تعمل بترقيم الملابس أو تثق بي وستصبح حراً
    Şayet gelecek kuşağa izin verirsek sadece tek bir kuşağa İspanya'da özgürce yaşamasına izin verirsek ...onların elinden özgürlüğü almaya kimseler yeltenemeyecektir. Open Subtitles لو أننا سمحنا لجيل واحد فقط جيل واحد ، لينمو حراً في أسبانيا وقتها لن يستطيع أحد أن يسلبهم
    Canları ne istese yaparlar. özgürce koşabilirler ve sorumlulukları yoktur. Open Subtitles بإمكانهم الركض بحريّة دون أن يفرض عليهم أحد ذلك
    Toplum içinde özgürce dolaşmak yerine akıl hastanesine kapatılması gereken hastalar var. Open Subtitles ثمة مرضى يجب أن نتعامل معهم بصورة خاصة عوضاً عن انتقالهم بحريّة في المجتمع
    Kendileri gibi çılgınca koşacak birini bulana kadar özgürce koşmaya ihtiyaçları vardır. Open Subtitles ربما يحتاجون ان يجروا بحريه حتى يجدوا شخص
    Lanet bir Filistinlinin, Tel Aviv sokaklarında özgürce dolaşmasına izin veremem. Open Subtitles لا يمكن ترك ولا فلسطيني حر يتجول في شوارع تل أبيب
    Aşağıda kapana kısılmaktansa, ruhumun burada özgürce dolaşmasını tercih ederim. Open Subtitles أفضل أن روحى تتجول حرة فوق هنا . من أن تصبح محصورة هناك ثانية
    İsveç halkı bütün filmlerin özgürce paylaşılması gerektiğine inanıyor. Open Subtitles الشعب السويدي يؤمن أن كل الأفلام .يجب أن تتشارك مجانا بين الأفراد
    İsteklerimi özgürce yapmak adına kendime sınırlar koyuyorum. Open Subtitles أنا لم أسمح لنفسي أن أكون حرا كما أريد أن أكون.
    Uzun zamandır özgürce dolaşan bir katili tutuklamakla kalmadık masum bir adamın adını da temizledik. Open Subtitles لم نعتقل مُجرماً ظلّ طليقاً لوقتٍ طويل فقط، إنّما برّأنا كذلك ساحة رجل أُتّهم ظُلماً.
    Adil bir şefim. Doktorlarım özgürce konuşabilirler. Open Subtitles لكنّي رئيسة منصفة و أطبّائي بإمكانهم التحدّث بكل حريّة
    Oğlumun hayatını mahveden adam dışarıda özgürce dolaşıyordu. Open Subtitles الرجل الذي دمّر حياة إبني كان بالخارج يمشي حرًا
    Bunu yapanları bulmama yardım edene aramızda özgürce yaşama izni vereceğim. Open Subtitles من يستطيع مساعدتنا في إيجاد من فعلوا هذا سيُطلقُ سراحه نهائيّاً ليعيش حرّاً بيننا
    Orası özgürce büyü yapılabilen az sayıdaki yerlerden biri. Open Subtitles ذلك أحد الأماكن حيث يُمارَس السّحر فيه بحرّيّة.
    'özgürce yaşa' Open Subtitles ' يَعِيشُ مع الحريةِ '

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد