| Bu pencereden kaçan özgürlüğünün sesi. Umurumda değil. | Open Subtitles | إنه صوت حريتك يرفرف خارج النافذة إلى الأبد |
| özgürlüğünün gerektirdiği bedeli ödemeye hazır mısın? | Open Subtitles | ولكن، هل انتِ على استعداد لدفع ثمن حريتك ؟ |
| oturabilirsin, özgürlüğünün tadını çıkar. Çoğu müşteri bunun üstüne atlar. | Open Subtitles | يمكنك التمدد والتمتع بحريتك معظمالعملاءيفعلونهذا .. |
| Bu büyük dedemin insanlara sağladığı hareket özgürlüğünün tehdit edilmesi, çevrenin de tehdit edildiği gibi. | TED | وتلك هي حرية الانتقال التي قدمها جدي الاول الى الناس يتم تهديدها الان ,تماما مثل البيئة |
| Düşünce özgürlüğünün olduğu bir toplumda... onun neden öldürüldüğünü, bunun hangi iktidar odaklarının işine geldiğini sorardık. | Open Subtitles | نحن, في مجتمع التفكير الحر علينا أن نسأل الأسئلة الصعبة أن نسأل لماذا قُتل ؟ وما هى القوى المعارضة له؟ |
| Fiziksel ve dijital özgürlüğünün sembolleri varır varmaz elinden alınmıştı. | TED | أخذت منه رموز حريته البدنية والرقمية حال وصوله سوريا. |
| Asker bunu kızın sağladığını anlamış. Ama özgürlüğünün bedelini bilmiyormuş. | Open Subtitles | المُرتزق علم أن الابنة هي من أمنت اطلاق سراحه ولكن ما لم يعرفه هو السعر الحقيقي لحريته |
| Kalkıp ifade özgürlüğünün internete geçtiğini söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيعأنتقفوتقول : حرّية الكلام ممتدّة على الإنترنت. |
| Elindeyken özgürlüğünün tadına bak. | Open Subtitles | فصيل عبد الواحد. تتمتع حريتك في حين يمكنك. |
| özgürlüğünün sınırlarını sen belirlemelisin. | Open Subtitles | القيود على حريتك يجب أن توضع من قبلكِ... |
| Peki özgürlüğünün tadını çıkar seni şerefsiz. | Open Subtitles | حسناً , عِيش علي حريتك أيها الوغد |
| Bak, Oswald, özgürlüğünün hiç sona ermeyeceğini mi düşündün? | Open Subtitles | اسمع " آزولد " هل تعتقد حقاَ أنني لن آتي لك في النهاية ؟ حريتك |
| İşte özgürlüğünün simgesi. | Open Subtitles | هذا هو رمز حريتك |
| Bu özgürlüğünün bedeliydi. | Open Subtitles | كان هذا سعر حريتك |
| Bunu nasıl yaptın bilmiyorum, ama hala yapabiliyorken özgürlüğünün tadını çıkar. | Open Subtitles | لا أعلم كيف فعلتها لكن استمتع بحريتك بأكبر قدرٍ ممكن |
| Fikrimi değiştirmeden önce özgürlüğünün tadını çıkarmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | الآن، أنا أقترح عليك أن تتمتع بحريتك قبل أن أغير رأيي |
| özgürlüğünün tadını çıkar o zaman Düşes. | Open Subtitles | اذا استمتع بحريتك , ايتها الدوقة |
| Bir sonrakinde, seçme özgürlüğünün olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | في اليوم التالي , يقولون ان لديه حرية الاختيار |
| Fakat Galileo'nun fikirleri, fikir özgürlüğünün Isaac Newton gibi bilim adamlarının serpilmesini sağladığı kuzeydeki Hollanda ve Britanya gibi Protestan ülkelere yayıldı. | Open Subtitles | لكن أفكار جاليليو انتشرت شمالاً في بلاد الشمال البروستانت .. مثل هولندا وبريطانيا حيث سمحت حرية التفكير لعلماء أمثال اسحاق نيوتن بالازدهار |
| İfade özgürlüğünün Amerikalılar için sorgulanamaz olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأن أمريكا تضع حرية الحديث مع الأم و فطيرة التفاح |
| Dünyayı ifade özgürlüğünün dehşetinden korumaya çalışan dinci gruplar var. | Open Subtitles | فهنالك العديد من المجموعات الدينية المراقبة تبقى العالم آمناً من رعب التعبير الحر |
| özgürlüğünün bir kısmını sana borçlu olduğunu da duydum. | Open Subtitles | على الرغم من انه جعلك تشكر حريته الجديدة. |
| İşte onun özgürlüğünün anahtarı. | Open Subtitles | ها هو المفتاح لحريته |
| Anayasanın birinci maddesindeki ifade özgürlüğünün esprisi de budur zaten. | Open Subtitles | فهذا هو موضوع حقوق حرّية التعبير في التعديل اﻷوّل للدستور، و حرّية التنظيم |
| özgürlüğünün tadını çıkar, Sidney. | Open Subtitles | استمتع بحرّيّتك يا (سيدني) |