Ben seni özlemedim. Aslında iğrenç bir şekilde ihanet ettim sana. | Open Subtitles | أنا لم أشتاق اليك,في الحقيقة .لم أكن مخلصة لك |
- Seni özlemedim! | Open Subtitles | أنا لا أشتاق إليك الطبيبة برينان, العميل بووث |
Gerçi uyandığımda yastıkta bir gül görmeyi özlemedim değil hani. | Open Subtitles | رغم أنني أشتاق إلى رؤية وردة على وسادتي صباحا |
Evet, ben de mezarlığı fazla özlemedim. | Open Subtitles | أجل، لا أفتقد المقبرة كثيرًا أيضًا |
Biliyor musun, babam seni çok özlüyor. Ben onun saçmalıklarını özlemedim ama. | Open Subtitles | أتعلمين، إنّ والدي يشتاق لكِ بالفعل - حسنٌ، أنا لا أفتقد هراءه - |
özlemedim, nerelerdeydin onu merak ettim. | Open Subtitles | لم أشتاق إليك، إنّما يحدوني الفضول عن أماكن تواجدك مؤخرًا. |
Kimi özlemedim biliyor musunuz, Pasif-Agresif Şirin'i. | Open Subtitles | أتعرفون مَن السنفور الذي لا أشتاق إليه؟ |
Onları özlemedim zaten. | Open Subtitles | وأنا لا أشتاق إليهم على الإطلاق. |
- Seni özlemedim. | Open Subtitles | أنا لا أشتاق إليك |
Hayır, birazcık bile özlemedim. | Open Subtitles | كلّا, لا أشتاق إليه |
Wyatt, beni kırmızı etsiz bir diyete soktu ve kırmızı eti zerre kadar özlemedim. | Open Subtitles | وايت) أرغمني على حمية) غذائية ضد اللحم ولا أشتاق للحم على الإطلاق |
Goob, daha seni özlemedim. | Open Subtitles | مهلاً (غوب), أم أشتاق أليك بعد |
Bart'ı hiç özlemedim. | Open Subtitles | لست أشتاق لـ(بارت) إطلاقاً |
İşin bu kısmını özlemedim. | Open Subtitles | أنا لا أفتقد هذا الجزء من العمل |
Babamı hiç özlemedim. | Open Subtitles | لم أفتقد أبي أبداً. |
Şu havayı hiç özlemedim. | Open Subtitles | دافئة، لم أفتقد هذا. |
Bunu özlemedim desem yalan olur. | Open Subtitles | لا يمكن القول أفتقد ذلك. |