Belki şehri özlemişti. Belki yaralarım çabuk iyileşirdi. | Open Subtitles | ربما افتقدت المدينة ربما جروحي |
Halalarını özlemişti. Arılarını özlemişti. | Open Subtitles | " افتقدت عمتيها، و افتقدت نحلها " |
Sahip olduğu her şeyi özlemişti. | Open Subtitles | " افتقدت كل ما مضى " |
Oburluğu o kadar özlemişti ki kendini beslemek amacıyla diğer insanları besliyordu. | Open Subtitles | أيّ أنها إفتقدت الإفراط بتناول الطعام كثيراً وأنها غذّت غيرها لكي تُغذي نفسها؟ |
Babasını özlemişti. | Open Subtitles | لقد إفتقدت والدها |
Mary de onu özlemişti ancak onu görmeye yetecek kadar para biriktirememişti. | Open Subtitles | إشتاقت إليه أيضاً ولكن ما عادت تدخّر لرؤيته |
Beni özlemişti. Aramızı düzeltmeye gelmişti. | Open Subtitles | أتت إليّ، إشتاقت لي، أرادت لَمّ شتات العائلة. |
Allison şehri özlemişti. | Open Subtitles | إفتقدت (أليسون) المدينة. |