Uzun zaman önce dışarı çıkmak isteyen bir insanın üç şeye ihtiyacı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | منذ وقت طويل، أخبرتني أنه إن أراد أحد الهروب، -فهو بحاجة لثلاثة أمور ... -ليس هذا مجددًا . |
İkinci horoza kadar alem yaptık ve içki, efendim, üç şeye yol açar. | Open Subtitles | كنا نرتشف الخمر حتى صيحة الديك الثانية والخمر يا سيدى دافع كبير إلى ثلاثة أمور |
Doğru, yani bizim üç şeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حسنا لذلك نحتاج الى ثلاثة أمور |
Juriler üç şeye bakar: | Open Subtitles | يبحث القضاة عن ثلاثة أمور: |
İtfaiyecilerin hayatta kalmak için üç şeye ihtiyacı vardır... | Open Subtitles | أن أي إطفائي يحتاج إلى ثلاثة أشياء لينجح في تأدية عمله |
- Sadece üç şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | -أنا بحاجة فحسب إلى ثلاثة أشياء |
Babamla ilgilenirken öğrendiklerime dayanarak ve bunama hastalığıyla yaşam üzerine yaptığım araştırmalar sonucu, hazırlıklarımda üç şeye odaklanıyorum. Eğlence için yaptıklarımı değiştiriyorum, fiziksel olarak güçlenmek için çalışıyorum ve -- bu zor olan tarafı -- daha iyi bir insan olamaya çalışıyorum. | TED | بالاعتماد على ما تعلمته من رعاية والدي، ومن خلال البحث عما يعنيه أن تعيش بالخرف، أركز على ثلاثة أمور في تحضيري: أغير ما أقوم به من أجل الاستمتاع وأعمل على بناء قوتي البدنية و -- وذلك أصعب شيء -- أحاول أن أصير شخصا أفضل. |