üç saat boyunca yüzmüştüm ve havaya girmiştim, devam etmeye karar verdim. | Open Subtitles | كنت أسبح لثلاث ساعات وكنت مستمتعاً للغاية فقررت المواصلة. |
Geri dönmüş ve şöyle demiş, "Karınla tam üç saat boyunca konuştum. | Open Subtitles | ثم يعود بعد ذلك و يقول للرجل: إستمع لي لقد تحدثت مع زوجتك لثلاث ساعات |
Dışarıda üç saat boyunca dikildim. Sonunda kafama dank etti de eve taksiyle geldim. | Open Subtitles | لقد بقيت بانتظارك لثلاث ساعات حتى أخذت سيارة أجرة |
Kuşum uçmadı ama üç saat boyunca yürüyebildim. | Open Subtitles | لم أحصل على إنتصاب،لكنّ أمكننى أن أمشي لثلاثة ساعات |
"Son üç saat boyunca iki adımlık mesafedeydik. " | Open Subtitles | لمدة ثلاث ساعات كنا فقط على بعد بوصتين فقط |
Dün gece konuştuk bunu ve önceki gece de üç saat boyunca ve bu sabah saat 4'te. | Open Subtitles | لقد تحدثنا بهذا الأمر الليلة الماضية ولمدة ثلاث ساعات بالليلة اللي قبلها ومرة أخرى الساعة 04: |
Annem de yaraya yaklaşık üç saat boyunca krem sürmüştü... .. ve o doğumgünümde dışarı bile çıkamadım. | Open Subtitles | و كانت أمي تدهن لي الكريم لثلاث ساعات تقريباً و لم أخرج أبداً |
Belki üç saat boyunca karda durup buzdan gözyaşları dökmeliyim. | Open Subtitles | ربما عندها يجب علي الوقوف في الثلج لثلاث ساعات وأذرف دموعا ً مثلجه |
Bu sabah internetin üç saat boyunca kesik olması ulusu üretime sevk etti. | Open Subtitles | انقطع النت لثلاث ساعات هذا الصباح دافعاً الأمة إلى زيادة الإنتاج |
Dün üç saat boyunca bizimle konuştu. | Open Subtitles | أعني, لقد أجرت البارحة مقابلة معنا لثلاث ساعات |
Senin dikkatsiz karın geçen yaz, sen şehir dışındayken, onu üç saat boyunca sıcak arabanın içinde bıraktı. | Open Subtitles | زوجتك المهملة تركته في سيارة حارة لثلاث ساعات عندما كنت خارج المدينة الصيف الماضي |
90 saniyede girip çıkmalıydım ama üç saat boyunca konuştuk. | Open Subtitles | كان يُفترض أن أدخل وأخرج خلال 90 ثانية. لكن انتهى بي المطاف بالتحدّث معه لثلاث ساعات. |
Ben bir kulüp açsam, insanlar üç saat boyunca bile orada sıra beklerler. | Open Subtitles | ستقف الناس في صف لثلاث ساعات إن فتحت ملهى |
O kadın üç saat boyunca kafalarını ütüleyince sinema salonu senin için yasaklama kararı aldı. | Open Subtitles | لأنه بعد أن وبختهم تلك المرأة لثلاث ساعات إستخرجت صالة السينما أمر إبعاد ضدك |
Avlanma sadece suyun çekilip sahildeki çamurların açığa çıktığı üç saat boyunca mümkün olabiliyor. | Open Subtitles | الصيد ممكن فقط لثلاث ساعات حول أقل ارتفاع للجزر، عندما تتكشف الضفاف الطينية. |
üç saat boyunca sallandı... derisi macun gibi esniyordu... bu sırada bedenini... | Open Subtitles | ، ظل مُتدلياً لثلاث ساعات لقد تمدد جلده كحلوى الملح بالماء بينما ترك جسده لكي يتواصل |
üç saat boyunca sallandı... derisi macun gibi esniyordu... bu sırada bedenini... | Open Subtitles | ، ظل مُتدلياً لثلاث ساعات لقد تمدد جلده كحلوى الملح بالماء بينما ترك جسده لكي يتواصل |
İnsanlar beni devirmeye çalışırken bar sandalyesinde tam üç saat boyunca oturdum. | Open Subtitles | جلست على طاولة البار لثلاثة ساعات بينما حاول الاخرين دحرجتي |
Ve biz... üç saat boyunca uyanıktın ve sonra neden uykuya daldın, anlamadım. | Open Subtitles | و لثلاثة ساعات كنتِ مستيقظة.. ولا أعرف لماذا خلدتِ إلى النوم |
üç saat boyunca karanlıkta başıboş dolandım. Ve aşina olduğum tek bir şey bile göremedim. | Open Subtitles | لثلاثة ساعات تجوّلتُ بالظلام، دون أن أرى طريقاً مألوفاً، |
Sonra da üç saat boyunca gerçek hayata hapsoluyoruz. | Open Subtitles | بعدها نحتجز كلنا في أرض الواقع لمدة ثلاث ساعات |
Bugün büyükannenle alışveriş yapıyordum üç saat boyunca anne onu kime alıyorsun oldu. | Open Subtitles | ... أستمعي, اليوم كنت أتسوق مع جدتك ولمدة ثلاث ساعات " لمن تشترين هذا يا أمي؟ " |