Buralarda üçkağıtçı birini yakalayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | أعلم أنني قبضت على محتال يدور حول هذه العائلة |
üçkağıtçı olabilirim ama cani değilim! | Open Subtitles | هل هم بامان؟ قد اكون محتال و لكنى لست سفاح |
Ve üçkağıtçı bir avukat için ilginç oluyor. | Open Subtitles | وبالنسبة لهذا النوع المخادع من المحاميين,ايضا |
Ondan gelecek bebek üçkağıtçı ve faydasız olur anca. | Open Subtitles | كلّ ما ستحصل عليه منها طفل رضيع مخادع ومتكبّر |
Eğer bir üçkağıtçı olarak kalsaydın, sence benim yaşıma kadar yaşayabilir miydin? | Open Subtitles | ..إذا بقيت محتالاً هل تعتقد بأنّك ستعيش حتى تصل لعمري ؟ |
O hakkı olmayanı isteyen üçkağıtçı bir açgözlüdür ve benim görevim onun bu haris oyununu ortaya çıkarmaktır. | Open Subtitles | إنها مدعية مخادعة وطمّاعة ومن واجبي أن أفضح كذبتها |
Ama, üçkağıtçı dağıtıcı ne yapmış olabilir tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | ولكن مرة أخرى، أستطيع ان ارى كم هو ماكر يمكن أن يكون ذلك الموزع |
Bakma bana öyle. İşinin ehli bir üçkağıtçı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لا تنظر إليّ هكذا أقول بأنك رجل محتال بإحتراف |
- Gidelim. - Küçük zararsız bir üçkağıtçı... | Open Subtitles | دعنا نذهب ربما محتال صغير غير مؤذ |
Coleman adında bir üçkağıtçı, iş için benimle buluşmak istedi. | Open Subtitles | محتال أسمه (كولمن) يريد أن يقابلني ليتحدث عن القيام بعملية |
üçkağıtçı, aşağılık, engerek yılanı, alçak! | Open Subtitles | محتال ، شقي ، خبيث ، وغد |
Peşinde olduğumuz üçkağıtçı her ne ise ki Üçkâğıtçı derken, iblisi kastediyorum, saklandığı bir yer olmalı. | Open Subtitles | عظيم مهما كان المخادع الذي نطارده.. و عندما أقول "مخادع" فأنا أعني شيطاناً بالتأكيد لديه مخبأ |
Tüm işi S sınıfı kahramanların yaptığı olaydan sıralama yükselmek için pay çıkaran üçkağıtçı sensin demek? | Open Subtitles | S أنت هو المخادع الذي سرق جهد ابطال الفئة و أنقض على مُقدمة الترتيب؟ |
Selam. Seni adi, aşağılık üçkağıtçı ! | Open Subtitles | أيها اللزج ،الخائن، المخادع |
Burada olma sebebim bu değil. Ben bir rehberim. Bir üçkağıtçı değil. | Open Subtitles | هذا ليس السبب بوجودي هنا أنا لست مخادع |
Yani diyorsun ki 1890'larda, üçkağıtçı herifin teki farkında olmadan üçlü sarmalı icat etti. | Open Subtitles | هل تعني أن مقدم عروض محتالاً من تسعينيات القرن التاسع عشر ابتكر الشيفرة الوراثية الثلاثية بغير قصد؟ |
Buna, "Eğer ruhsal lider gibi davranan üçkağıtçı düzenbazsan ellerini kaldırmak." deniyor. | Open Subtitles | ،يُدعـى ! إرفع يدّك إذا كنت محتالاً مخادع |
Rehine operasyonuna dahil omadığını söyleyebilirsin bu da senin bihaber olduğunu gösterir, veya dahil olduğunu söylersin ki bu da seni üçkağıtçı olarak gösterir. | Open Subtitles | يُمْكِنك أَنْ تَقُولي بأنّك كُنْتَ خارج الحلقة لإنقاذِ الرهائن الذي يَجْعلُك تَبْدين جاهلة، أَو يُمْكِنُك أَنْ تَقُولي بأنّك كُنْتَ في الحلقةِ، والذي يَجْعلك تَبْدين مخادعة. |
Neden, seni üçkağıtçı yaşlı...! Bırak onu. | Open Subtitles | لماذا ، يا ماكر قديم دعها |
- Kendine iyi bak Üçkâğıtçı Siddy. | Open Subtitles | -على رسلك يا (سيدي سليكر ) |
Sen hariç herkes o adamın Üçkâğıtçı olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | الجميع يعلم أن هذا الرجل كان مُخادع بإستثنائك. |
Üçkâğıtçı piç kurusunun tekiydi ama derinlerde bir yerde güzel bir kalbi vardı. | Open Subtitles | لقد كان مخادعاً حقيراً لكنه امتلك قلباً طيباً |
Aşçı, Küçük Hitler, üçkağıtçı Nook ve daha önce görmediğim biri. | Open Subtitles | الطباخ و هتلر الصغير و نووك ذا رووك و شخص لم أره من قبل |