Ülkemdeki milyonlarca insanı etkileyen yolsuzluğun birkaç yolundan sadece biri. | TED | إنه مجرد مثال من الطرق العديدة التي يضر بها الفساد الملايين في بلادي. |
Benim Ülkemdeki atlar, Yahoo'larınız gibidir, yük yaratıkları. | Open Subtitles | الخيول في بلادي مثل الياهوووز عندكم دواب لحمل الأثقال |
Ülkemdeki güvenlik teşkilatı, Kibarlığıyla tanınmaz. | Open Subtitles | أجهزة الأمن في بلادي لم يُعرفوا أبدا باللطف |
Ama Ülkemdeki tüm anneler ayni senin gibi. | Open Subtitles | لكن نعم كُلّ أمّ في بلادِي بالضبط مثلك |
Sizin de geçen gün Brooklyn'de köprüyü geçerken gördüğünüz gibi Ülkemdeki teröristler sınır tanımıyorlar. | Open Subtitles | فالذى رأيته اليوم بعد ظهر اليوم فى بروكلين يجب أن يخجل منه الإرهابيين القادمين من بلادى |
Toplumumdaki birçok erkek gazeteci Ülkemdeki uyuşturucu bağımlılığı hakkında bir hikayeyi işlemek istiyor. | TED | بعض الرجال الصحفيين الموجودين في بلدي ، يريدون أن يغطوا قصة حول إدمان المخدرات في بلدي. |
Gördünüz mü bu size göre sıradışı normal olabilir ama bana göre, Ülkemdeki şehir klüplerinin ödemesi gibi bişey bu. | Open Subtitles | أترى هذا قد يبدو عدوى عادية بالنسبة لي هذا دفع لعضوية نادي بلادي |
Ülkemdeki çoğu politikacı, uyuşturucu savaşından vaz geçmek, . daha fazla değil, daha az insanı hapsetmek istiyor. Amerikalı olarak gururla diyorum ki, artık esrar politikalarındaki düzenlemelerle önderlik ediyoruz dünyaya. | TED | معظم السياسين في بلادي يريدون دحر الحرب على المخدرات الآن ولكن بالقليل من الأشخاص في السجون لا أكثر وإنني كأمريكي فخور بأن أقول بأننا الآن نسبق العالم بإصلاح سياسات الماريجوانا |
Bunu kanıtlamak için dünyada ve kendi Ülkemdeki milyarlarca insan yakılmak zorunda kalsa bile. | Open Subtitles | إذا a بليون شخص عبر الأرض وفي بلادي الخاصة يجب أن يحرق لإثباته |
Ülkemdeki bir gelenektir. | Open Subtitles | هو من ولايتي في بلادي. |
Ülkemdeki geleneklerimiz farklıdır. | Open Subtitles | في بلادي عاداتنا مختلفة. |
Ülkemdeki savaş bitti. | Open Subtitles | إنّ الحرب في بلادي إنتهت |
Ülkemdeki savaş bitti. | Open Subtitles | إنّ الحرب في بلادي إنتهت |
Ülkemdeki eski isimlerden biridir. | Open Subtitles | اسم قديم من بلادي |
Ama Ülkemdeki tüm anneler ayni senin gibi. | Open Subtitles | لكن نعم كُلّ أمّ في بلادِي بالضبط مثلك |
Ben körüm ve bu yüzden Ülkemdeki kusurları göremiyorum. | Open Subtitles | أَنا عمياء لذا أنا لا أَرى العيوب في بلادِي. . |
Benim Ülkemdeki rahip. | Open Subtitles | . الكاهن فى بلادى |
Umarım bir gün, Ülkemdeki diğer kadınlara benim gibi işbirlikçi olmayı öğrenmelerine yardım edebilirim. | TED | أتمنى يوماً ما أن أساعد النساء الأخريات في بلدي ليصبحوا منسقات صحفيات مثلي. |
Bu durumda benim için alarm çanları çaldı, çünkü benim işim Ülkemdeki tüketicilerin haklarını korumak. | TED | قرعت هذه القضية أجراس الإنذار بالنسبة لي، فوظيفتي تقوم على حماية حقوق المستخدمين في بلدي. |
Yani, Ülkemdeki isimler bayrak gibidirler. | Open Subtitles | لكني اعتقد انه يجب ان يحب اسمه الاسماء في بلدي مثل الاعلام |