Senden pek ümidimiz yoktu bu yüzden babam ve ötekiler onu sokakta bekliyorlar. | Open Subtitles | املنا كان ضعيفا فيك ايها الشريف لذا كان والدي وجماعته في انتظاره في الشارع |
Tek ümidimiz, Porter'in Masuku'yu canlı olarak sınırdan geçirmesi. | Open Subtitles | املنا الوحيد هو نجاح بورتر في تهريب ماسوكو عبر تلك الحدود هل من اخبار جديدة؟ |
Tek ümidimiz, Porter'in Masuku'yu canlı olarak sınırdan geçirmesi. | Open Subtitles | املنا الوحيد هو نجاح بورتر في تهريب ماسوكو عبر تلك الحدود |
ümidimiz, öncü kuvvetlerin Cumhuriyetçileri, yeterince oyalayıp, takviye güçlerin geldiği genişletmeleri. | Open Subtitles | أملنا أن تتمكن الفرقة التي في الطليعة من إبقاء المتمردين مشغولين لمدة طويلة بما فيه الكفاية لكي تقوم التعزيزاتِ باستغلال الثغرة |
Lütfen, Komutan. Son ümidimiz sizsiniz. | Open Subtitles | أرجوك أيها القائد أنت أملنا الوحيد |
Kesinlikle bizim ümidimiz de bu. | Open Subtitles | هذا من شأنه أن يكون أملنا بالتأكيد |
Ama gelecek için biraz bile ümidimiz varsa korkunun bizi kontrol etmesine göz yumamayız. | Open Subtitles | ولكن اذا كان لدينا امل في المستقبل لا يجب ان نجعل خوفنا يسيطر علينا |
Bu tek ümidimiz. | Open Subtitles | انه فقط املنا الوحيد |
ümidimiz, Abdul Habaza'nın bizi kardeşi, İslam Fedaileri'nin lideri Sadaat'a götürmesi. | Open Subtitles | كان أملنا أن يقودنا " عبدول هابازا " إلى أخيه " سادات " قائد " محاربي الإسلام " |
Tek ümidimiz şendin. | Open Subtitles | لقد كنت أملنا الوحيد. |
Gururumuz ve ümidimiz Bizim sevgili gelinimiz | Open Subtitles | أملنا وفخرنا عروسنا المحبوبة |
Eğer Adama çocuğumuzu öldürmek sözünden dönmezse tek ümidimiz bu olabilir. | Open Subtitles | , إذا أصر (أداما) على التخلص من طفلتنا ربما تصبح القنبلة أملنا الوحيد |
Resmi olarak bu son ümidimiz. | Open Subtitles | هذا أصبح رسمياً أملنا الأخير |
Ama şimdi ümidimiz var. | Open Subtitles | لكن الان لدينا امل |